DOLAR 39,9039 EURO 46,8737 STERLİN 54,7732 GRAM ALTIN 4.223,06 BIST 100 9.404,89 BITCOIN $107.501
Facebook TwitterX Instagram YouTube

Arama Haber Code Logo
SON DAKİKA
Son Dakika Haberleri Sola Kaydırma İkonu Son Dakika Haberleri Sağa Kaydırma İkonu
Reklam Alanı 101

HABERLER

İTO Başkanı Avdagiç’ten "kur geçişkenliği" açıklaması

Giriş: 14.11.2025 09:53:15 | Güncelleme:
Paylaş
İTO Başkanı Avdagiç’ten "kur geçişkenliği" açıklaması
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, "TCMB yönetiminin ‘TL’deki değer kaybının, enflasyon üzerindeki etkisinin zayıfladığına’ yönelik tespitini önemli buluyoruz. Kur geçişkenliğinin azalması anlamına gelen bu gelişmenin, döviz kuru ile enflasyon arasında bozulan korelasyonun yeniden dengelenmesine yönelik bir sinyal olmasının beklentisi içindeyiz" ifadelerini kullandı.

İTO’dan yapılan yazılı açıklamaya göre İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Oda’nın Kasım ayı Meclis toplantısında iş dünyasının gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Avdagiç, konuşmasına Gürcistan-Azerbaycan sınırında düşen C130 tipi askeri kargo uçağında şehit olan 20 askerimize Allah’tan rahmet dileyerek başladı. Avdagiç, "Milletçe büyük bir acıya düçar olduk. Dost ve kardeş ülke Azerbaycan’daki görevinden dönen kahraman askerlerimize Allah’tan rahmet ve kederli aileleri ile silah arkadaşlarına baş sağlığı diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun. Vatanımız payidar olsun" açıklamasını yaptı.

Ekonomideki gelişmelere değinen İTO Başkanı Avdagiç, dünyada sağlık, ekonomi ve jeopolitik alanda tarihin nadiren gördüğü kadar çapta değişim sürecine girilirken bu süreçte küresel üretim, ticaret ve güç merkezlerinin yeniden konumlanmasının fırsatlar oluşturduğuna dikkat çekti.

Avdagiç, Türkiye’nin yeniden çizilen ticaret rotaları ve tedarik zincirlerinde aktif rol almak ve küresel ticaret dengelerini son 25 yılda elde ettiği güçlü liderlikle kendi lehine değiştirmek için büyük çaba gösterdiğini kaydetti. Avdagiç, "Küresel değer zincirinde daha üst basamaklara çıkma kapasitemiz çok yüksek. 2026’ya hazırlanırken çok kutuplu ticaret düzeni Türkiye için lojistik, üretim ve enerji geçiş yollarında stratejik fırsatlar barındırıyor" değerlendirmesinde bulundu.

"Hizmet enflasyonu yıllık bazda hâlâ yüksek seviyelerde"
Dezenflasyon programına değinen Avdagiç, bu süreçte Eylül ve Ekim aylarında gözlenen yavaşlamanın TCMB ve ekonomi yönetiminin de işaret ettiği üzere önemli ölçüde kuraklık ve zirai don kaynaklı gıda arzındaki sıkıntı ve buna bağlı yükselen gıda fiyatlarından kaynaklandığını söyledi. Hizmet fiyatlarındaki artışın yavaşlamış olmasının da önemli bir gelişme olarak öne çıktığını belirten Şekib Avdagiç, "Ekim ayında hizmet fiyatlarındaki artış, mal fiyatlarındaki artışın altında kaldı. Ancak hizmet enflasyonunun yıllık bazda hâlâ yüksek seviyelerde olduğunu belirtmek gerekir" ifadelerini kullandı.

Şüphesiz enflasyonun yüzde 75’lerden yüzde 30’lara indirilmesinin kolay başarılmadığına dikkat çeken Avdagiç, şöyle devam etti: "Önümüzde çok daha önemli bir süreç var. Bu da belli noktalara kadar sıkıştırılan katılığın tamamen kırılması süreci. Bize göre 2026’nın yüzde 16’lık enflasyon hedefinin yakalanması kuşkusuz TCMB’nin kararlı duruşu, maliye politikasının etkin desteği ve özel sektörün ‘olumlu’ fiyatlama davranışından oluşan üçlü sac ayağının başarısı ile olacaktır."

Avdagiç, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, 2026 yılı için vergi ve harçlardaki güncellemenin, enflasyon hedeflerini dikkate alarak yeniden değerleme oranından daha makul oranda yapılması hususunun gündemde olduğunu açıklamasını önemli bir adım olarak değerlendirdiklerini kaydetti. Avdagiç, bu öneriyi İTO Meclisi kürsüsünden sıklıkla dile getirdiklerini vurgulayarak, "Talebimizin yankı bulmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Hemen ifade etmeliyim, bir anlamda kamunun olumlu fiyatlama davranışı niteliğindeki bu adım, özel sektör için de örnek oluşturacaktır" dedi.

Avdagiç, Türkiye ekonomisinin sıkı para politikası ve enflasyonla mücadele önlemleriyle ılımlı bir büyüme patikasında ilerlediğini, öncü göstergelerin yılın ilk yarısındaki güçlü performansın, üçüncü çeyrekte de sürdüğüne işaret ettiğini kaydetti. Şekib Avdagiç, negatif etkiler olarak çıkan küresel yavaşlama, deprem harcamaları ve yüksek enflasyon baskılarına rağmen, yıllık büyümenin yüzde 3,1-3,5 arasında gerçekleşmesi beklendiğini belirtti.

"İşletmelerimiz değişen pazar koşullarına adaptasyonda başarılı"
Avdagiç, olumsuz dış talep koşullarına rağmen ihracat artışımızın sürdüğünü ve bunun üç önemli nedeni olduğunu söyleyerek, "Birincisi işletmelerimiz gerçekten dayanıklı bir yapıya sahip. İkincisi, değişen pazar koşullarına adaptasyonda başarılıyız. Üçüncüsü de özel sektörümüz hakikaten özverili şekilde gayret gösteriyor. Bunun sonucu da ihracatta artış. Hiç kuşkusuz hükümetin bu süreçte ihracata sağladığı desteklerin de önemli katkısı olduğunu da belirtelim. Bu arada cari açık son aylarda yukarı yönlü bir ivmeye işaret etse de GSYH’ya oranı itibariyle ödemeler dengesindeki kırılganlığın, önemli ölçüde risk alanı dışına çıktığını gösteriyor" açıklamasını yaptı.

Merkez Bankası yönetiminin, "TL’deki değer kaybının, enflasyon üzerindeki etkisinin zayıfladığına" yönelik tespitini de önemli bulduklarını ifade eden Avdagiç, "Kur geçişkenliğinin azalması anlamına gelen bu gelişmenin, döviz kuru ile enflasyon arasında bozulan korelasyonun yeniden dengelenmesine yönelik bir sinyal olmasının beklentisi içindeyiz" yorumunu yaptı. Avdagiç, 2025’te artan jeopolitik gerilimler, enflasyon dalgalanmaları ve politika belirsizlikleriyle küresel ekonominin artık yeni bir döneme girdiğini ifade etti.

Avdagiç, paradigmanın değiştiği bu dönemde şirketlerin proaktif stratejilere yönelmek zorunda olduklarını, riskleri minimize ederken, sürdürülebilirliğe odaklandıklarını kaydetti.

Şirketlere 5 proaktif strateji önerisi
Avdagiç, bu yeni paradigmanın yeni stratejileri konusunda öne çıkan 5 başlık bulunduğunu belirterek, bu 5 başlığı şöyle sıraladı: "Birincisi risk değerlendirme ve izleme. Ya da bir tür risk okur-yazarlığı. Şirketlerin politik ve jeopolitik alanlarda risk analizlerine dayalı erken uyarı sistemleri kurmaları, tedarik zincirlerini yeniden haritalayıp senaryo planlaması yapmaları gerekiyor. İkinci başlık çeşitlendirme ve yerelleştirme. Tek bir ülkeye veya tedarikçiye bağımlılığı azaltmak kritikleşti. Tedarik zincirlerini kısaltmak (nearshoring) ve tedariki güvenilir-müttefik (friendshoring) noktalara kaydırmak kaçınılmaz bir değişim süreci olarak şekilleniyor.
Üçüncü strateji ise direnç ve koruma önlemleri. Veri, BT altyapısı ve operasyonları tek coğrafyada yoğunlaştırmak riske açık bir yapı oluşturacağından, bu yapıların sanal yedeklerinin oluşturulması riskleri azaltacaktır. Şirketlerin yönelmek zorunda oldukları bir diğer strateji de hızlı yanıt ve senaryo planlaması: En iyi, kötü ve olası senaryoların modellenmesi ve güncellenmesi, fırsatlara daha hızlı erişim ve büyüme sınırlamalarını aşmada önemli bir işlev görebilir. Ve elbette liderlik, yönetişim ve yatırım odaklı yaklaşım stratejisi önem taşıyor. Belirsizlikleri analiz etme, buna göre etkili, esnek ama tutarlı stratejiler oluşturma yetisi rekabette önemli avantaj unsuru oldu."

"Bu süreçten yeni başarı hikayeleri çıkarabiliriz"
Avdagiç, KOBİ’ler için bu sürecin aynı zamanda kurumsallaşma, verimlilik ve rekabet gücü artışı için bir fırsat penceresi olduğuna dikkat çekti.

Dezenflasyon sürecinde KOBİ’lere önerilerde bulunan Avdagiç, şöyle devam etti: "İş dünyamızın nakit akışlarını etkin ve disiplinli biçimde yönetmeleri, finansal dayanıklılıklarını artıracak tedbirler almaları ve maliyet kontrolünü sistematik hale getirmeleri önem arz ediyor. Ayrıca iş dünyamızın bir koordinasyon içerisinde hareket etmesi de çok önemli. Bu süreçten yeni başarı hikayeleri çıkarabiliriz. Yeter ki çağın dili dijitalleşme ve verimlilik artışını destekleyen modellere yatırım yapılsın. Kur-enflasyon makası sebebiyle fiyatlarda rekabetçiliğimizin azalmasına karşı farklı rekabetçilik unsurlarını öne çıkartmaya gayret etmeliyiz."

Yorumlar

×

Haber Arama