5 Mayıs 1988…

Bu tarih, yalnızca Katalonya ve İspanya genelinin değil, bütün dünyada futbolun kaderini değiştirdi.

Futbol tarihinin en büyük figürlerinden biri olan Johan Cruyff, teknik direktör olarak Barcelona’nın başına geçti.

Futbolcuyken topla her buluşması, ayrı bir damak tadı olan o büyük karakter teknik direktör olarak da büyük dokunuşlara hazırlanmıştı.

İlk icraatlarından birini Barcelona yönetimine sundu.

A takımda oynatacağı sistemi, tüm detaylarıyla bir bir anlattı.

Sonra ne mi yaptı?

Tüm alt yaş kategorilerinde de aynı sistemin oynatılmasını istedi.

Kulübün daha da büyümesinin tek yolunun kendi bünyelerinde yetişen değerlerden oluşacağına inandı ve bu projeye yöneticilerin de inanmasını sağladı.

Barcelona A Takımı sahaya nasıl diziliyorsa, antrenman metotlarını nasıl uyguluyorsa, oyun organizasyonlarını nasıl yapıyorsa alt yapılarda da bunu uygulattı.

Nitekim, yıldan yıla bu aşı tuttu ve Barcelona, ambargo uyguladığı pek çok sezonda kendi yetiştirdiği oyuncularla fark yarattı.

Alt yapıdan ana kadroya yükselen futbolcular, sisteme uyum sağlamakta sorun yaşamadı.

Dünyanın en büyük markalarından biri olan Barcelona’da bu oluşumun kulübe katkısı yadsınamayacak derecede büyük oldu.

Gelelim, Kocaelispor’a…

Kocaeli’nin sporda başarılı olabilmek için potansiyelinin ne kadar büyük olduğu tartışılmaz bir konu.

Geçtiğimiz sezonda büyük bir hüsran yaşandı ve yıllar sonra bin bir emekle çıkılan 1. Lig’den tekrar küme düşüldü.

Kuşkusuz, en büyük eleştirilerden bir tanesi 1. Lig’e çıkılan sezonda yazın yaşanan transfer dönemiydi.

Alınan oyuncular değil, elden çıkarılan oyuncuların kentin ve camianın kendi değerleri olması tepki toplamıştı.

Sezon boyunca kötü gidilen her anda, futbolculara tepki gösterilirken bir yandan da sezon başı gönderilen oyuncuların ismi hep anıldı.

Şimdiki sezonun başında ise taraftarı sevindiren belki de tek bir gelişme vardı.

O da, alt yapıdaki gençlerin A takıma kazandırılması, profesyonel sözleşmeler imzalanmasıydı.

Bir önceki sezon, küme düşme kesinleştikten sonra teknik direktör Fırat Gül, gençlere şans vermişti.

Berat Kartal, Yusuf Efe Yaman gibi genç yetenekler çok iyi performans ortaya koymuş ve galibiyeti getirmişti.

Taraftarın, ‘Bugüne kadar neden bu çocuklarla oynamadık?’ tepkisi de gecikmedi haliyle.

Kocaelispor yönetiminin gençlerine sahip çıkması, profesyonel sözleşme imzalayıp elde tutması önemli bir adımdı.

Fakat devam eden süreçte neredeyse tamamı 30 yaşının üzerinde transferler de kulübe katıldı.

Başkan Engin Koyun, gençlerle tecrübeli oyuncuların harmanlandığı bir kadroyla direkt olarak şampiyonluk hedeflediklerini söyledi.

Kocaelispor’un her zaman bir yukarıyı hedeflemesini elbette çok doğal karşılıyorum ama göz ardı edilmemesi gereken bir nokta da var.

Her kulüp için geçerli bir nokta…

Günlük başarılar için oluşturulan kadrolar sizi bir yukarıya götürse bile oradan yukarıya götüremez.

Çünkü planlamanız uzun vadede patlak verir.

Bu nedenle aslında her düşüş yeni bir başlangıç için büyük şans doğuruyor.

Uzun vadede sistemli ve kalıcı başarılar yakalamak için kendi değerlerine şimdiden şans vermek, forma sürelerini mutlaka artırmak gerekiyor.

Eğer bir hedefe yürünecekse, mutlaka uzun vadede de sizinle beraber olabilecek oyuncuların önemi büyük.

Eğer, camia gençlerine sabır gösterirse taraftar da o sabrı gösterecektir.

Kendi sistemini kendi öz değerlerinle sağladığın zaman Guardiola bıraktı diye üzüldüğün anda Xavi gelir, İniesta’nın yeri dolmaz dediğin anda Pedri gelir!

Hepsi küçük yaşından beri oynamaya alıştığı sistemin bir parçası olur ve uyum sorunu yaşamaz.

En önemlisi de, başarılar ve sevinçler günlük kalmaz.

Toparlayacak olursak, Kocaelispor 2. Lig’den kendi öz değerleriyle çıkıp, sonraki her aşamada da aynı yolda devam ederse yarınları daha aydınlık olacaktır.