Bakan Şimşek: ‘‘Sermaye piyasaları ağırlıklı finans modeline geçiş yapmak istiyoruz’’
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ‘‘Manipülasyon ile mücadelenin çok boyutu var. Cezaları çok daha ağır hale getirmemiz gündemimizdeki bir konu. Özellikle bazı fonlar üzerinden manipülasyonların yapıldığını biliyoruz. O alanda da bir düzenleme eksikliği olduğunu biliyoruz. Bu eksiklikleri gidereceğiz ve önümüzdeki dönemde manipülasyonla mücadelenin dozunu, kayıt dışılıkla mücadele dozunun da ötesine taşıyacağız’’ dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) tarafından düzenlenen 9’uncu Sermaye Piyasaları Kongresi’nin açılış programına katıldı. Bakan Şimşek, programda yaptığı konuşmada sermaye piyasalarının geliştirilmesine yönelik kapsamlı mesajlar verdi. Bankacılık merkezli finansman modelinden sermaye piyasası merkezli yapıya geçişin Orta Vadeli Plan dahilinde olduğunu belirten Şimşek, fiyat istikrarı ve dezenflasyon süreci, manipülasyonla mücadele gibi konularda da açıklamalarda bulundu.
Sermaye piyasalarının geliştirilmesi ve derinleştirilmesinin önemine ilişkin konuşan Bakan Şimşek, ‘‘Sermaye piyasalarının geliştirilmesi ve derinleştirilmesinin Türkiye Yüzyılı hedeflerimizin önemli bir bileşeni olduğunu biliyoruz. Bu çerçevede düzenleyici çerçevenin sürekli iyileştirilmesi bizim için önemli bir odak noktasıdır’’ ifadelerini kullandı.
‘‘Sermaye piyasaları ağırlıklı finans modeline geçiş yapmak istiyoruz’’
Türkiye’de bankacılık ağırlıklı finansman modelinin ağırlıkta olduğunu belirten Bakan Şimşek, ‘‘Türkiye’de şirketlerin finansman ihtiyacının sadece yüzde 12’si sermaye piyasalarından karşılanmış. Yüzde 88’i bankacılık ve finans sektöründen. ABD’de bu rakam yüzde 60. AB’de ise sermaye piyasalarından karşılanan finansman yüzde 30’lar civarında. Biz bankacılık ağırlıklı finans modelinden sermaye piyasaları ağırlıklı finans modeline geçiş yapmak istiyoruz. Bu geçiş Türkiye Yüzyılı hedeflerimizi gerçekleştirmemize güçlü bir destek verecektir. Kaynaklarımızı uzun vadeli üretken alanlara yönlendirmemiz gerekiyor. Bunu bankacılık sistemi üzerinden yapmamız kolay değil. Kaynaklarımızın lirada tutulmasını, lirada değerlenmesini liraya rağbeti artırmamız gerekiyor. Bu da sermaye piyasaları ağırlıklı bir modeli gerektiriyor. 2025’in ilk 9 ayına bakarsanız toplam finansmanın yüzde 34’üne yakını sermaye piyasalarından elde edilmiş, bankacılık sektörünün payı düşmüş. Bu kısmen belki konjonktüreldir ama yine de trend çok önemlidir. Aslında bizim varmaya çalıştığımız nokta da bunun benzeri ve ötesi. Yani sermaye piyasalarının ağırlıklı olarak Türkiye’de finansman ihtiyacının karşılandığı bir alana dönüşmesi. Dolayısıyla ilerleme var, bu güzel bir gelişme. Bunu devam ettireceğiz’’ şeklinde konuştu.
‘‘Manipülasyon ile mücadele olmazsa olmazımız’’
Manipülasyonla mücadelenin dozunun artırılacağına dikkat çeken Bakan Şimşek, ‘‘Bu alanda düzenlemeye ihtiyaç olacak. Cezaları çok daha ağır hale getirmemiz gündemimizdeki bir konu. Manipülasyon ile mücadelenin çok boyutu var. Finansal okuryazarlık onlardan bir tanesi. Manipülasyonla mücadelede tabii ki finansal okuryazarlık esastır fakat yine de bizim cezaları artırma yönünde ve düzenleyici çerçeveyi güçlendirme noktasında bir ilave çabamız olacak. Eğer manipülasyonla güçlü mücadele edemezsek bu alana olan güven zayıf kalır. Onun için bu bizim olmazsa olmazımızdır. Özellikle bazı fonlar üzerinden manipülasyonların yapıldığını biliyoruz. O alanda da bir düzenleme eksikliği olduğunu biliyoruz. Bu eksiklikleri gidereceğiz ve önümüzdeki dönemde manipülasyonla mücadelenin dozunu, kayıt dışılıkla mücadele dozunun da ötesine taşıyacağız. Bu kongredeki belki de duymak istediğiniz, benim de iletmek istediğim en önemli mesaj bu’’ şeklinde konuştu.
Sermaye piyasalarında yatırımcı tabanının geliştiğini görmenin sevindirici olduğunu belirten Şimşek, hem fonların büyüklüğünün hem borsada işlem gören şirket sayısındaki artışın hem de yatırımcı sayısındaki artışın ekosistemdeki pozitif enerjiyi gösterdiğini söyledi.
Bunlara rağmen hisselerin sadece 51 gün tutuluyor olmasının ayrı bir problem olduğunu vurgulayan Bakan Şimşek, ‘‘Bu konular hakikaten üzerinde çalışmamızla sonuç alacağımız, sadece regülatörlerin, düzenleyici kuruluşların, kamunun yapabileceği bir iş değil. Bütün sermaye piyasalarının, ekosistemin birlikte başaracağı bir konu. Dolayısıyla yabancı yatırımcının gelmesini, eski seviyelere gelmesini istiyoruz. Bunun için de yapacağımız birtakım düzenlemelerle sisteme olan güvenin güçlendirilmesi, ekosistemin iyi işlemesi, en önemlisi de dezenflasyon programının başarıya ulaşması gerekiyor. 2023’ten bu yana ilgi arttı, doğru bir trendde ve doğru yoldayız. Sermaye piyasalarının derinleştirilmesi bizler için en önemli hedeflerin başında geliyor’’ diye konuştu.
Bakan Şimşek, ‘‘Dezenflasyonla birlikte tekrar piyasalar derinleşecek ve Borsa İstanbul’un piyasa değerinin GSYH’ye oranı kendisine benzer ülkelerle yarışacak noktaya gelecek. Yani bugün üç yıllık hareketli ortalamalara bakarsanız yüzde 32 civarı ama 2024 sonu itibarıyla yüzde 29 civarı. Bunun mutlaka dünya ortalamalarına varması biraz zaman alır ama bunun ikiye katlanması oldukça gerçekçi, makul bir hedef olarak görülebilir’’ sözlerini ifade etti.
‘‘Borsa bir oyun alanı değildir’’
Halka arzlarda sermaye piyasası kurulundan tek beklentilerinin olduğunun altını çizen Şimşek, ‘‘Kural bazlı gitmemiz lazım. Sürecin şeffaf, kurala dayalı olması lazım. Bu yönde de önemli adımlar atıldığını biliyorum. Halka arzların da önümüzdeki dönemde tekrar güçlü şekilde başlaması da önemli bir husus. Kurumsal yönetişim ve şeffaflığa değindim. Bu alanda hepimize önemli sorumluluklar düşüyor. Manipülasyonla mücadele konusunu zaten konuştuk. Finansal okuryazarlık en kritik bileşenlerin başında geliyor. Bence uzun vadeli bakış açısının eksik olmasının da temelinde bu var. Yoksa mevduatın vade olarak pay sahipliği süresi başka türlü anlatılamaz’’ dedi.
Borsanın bir oyun alanı olmadığını vurgulayan Bakan Şimşek, ‘‘Uzun vadeli bir perspektifle gerçek bir ortaklığın tesis edilmesi esastır. Gerçek bir pay sahipliği, gerçek bir ortaklık... Dolayısıyla bütün bu konularda sektörümüzle hemfikiriz. Sektörümüzün beklentileriyle bizim vizyonumuz tam da örtüşüyor. Önümüzdeki dönemde sektörümüzle ve sektörün bütün ekosisteminin bileşenleriyle birlikte çalışacağız ve bunları başaracağız’’ dedi.
‘‘Fiyat istikrarı bizim en büyük önceliğimizdir ve burada ilerleme var’’
Dezenflasyon sürecine ilişkin de bilgi paylaşan Bakan Şimşek, ‘‘Fiyat istikrarı bizim en büyük önceliğimizdir ve burada ilerleme var. Mali disiplin aslında sermaye piyasalarının gelişmesi açısından da çok önemlidir. Fiyat istikrarı olmazsa olmaz ama mali disiplin de ciddi katkıda bulunacak bir birleşendir. Sürdürülebilir cari açık da makro finansal istikrar açısından çok değerlidir. Dolayısıyla bizim temel önceliklerimiz bunlar. Bu önceliklerde ilerleme sağladık. Bu ilerlemenin kalıcı hale gelmesi için de yapısal dönüşüm esas gündemimizdir’’ açıklamasında bulundu.
Dezenflasyon programını üç evreli düşündüklerini, şu anda ikinci evrede olduklarını belirten Şimşek, ‘‘Nihai hedefimiz sürdürülebilir yüksek büyüme ve kapsayıcı büyüme, yani daha adil gelir dağılımıdır. Bakın enflasyonda bir düşüş var. Kim ne derse desin, 1-2 aylık yavaşlama bunlar normaldir. Hiçbir zaman lineer gitmiyor. Gerçek hayatta iniş çıkışlar oluyor. Önemli olan trendin kalıcı olarak ne yöne gittiğidir. Bu sene enflasyon niye 20’li rakamlar değil de 30 civarında bir rakamda kalacak diye sorarsanız önemli faktörlerden bir tanesi yaşadığımız kuraklık ve zirai don kaynaklı gıda enflasyon şoku diyebiliriz’’ şeklide konuştu.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) tarafından düzenlenen 9’uncu Sermaye Piyasaları Kongresi’nin açılış programına katıldı. Bakan Şimşek, programda yaptığı konuşmada sermaye piyasalarının geliştirilmesine yönelik kapsamlı mesajlar verdi. Bankacılık merkezli finansman modelinden sermaye piyasası merkezli yapıya geçişin Orta Vadeli Plan dahilinde olduğunu belirten Şimşek, fiyat istikrarı ve dezenflasyon süreci, manipülasyonla mücadele gibi konularda da açıklamalarda bulundu.
Sermaye piyasalarının geliştirilmesi ve derinleştirilmesinin önemine ilişkin konuşan Bakan Şimşek, ‘‘Sermaye piyasalarının geliştirilmesi ve derinleştirilmesinin Türkiye Yüzyılı hedeflerimizin önemli bir bileşeni olduğunu biliyoruz. Bu çerçevede düzenleyici çerçevenin sürekli iyileştirilmesi bizim için önemli bir odak noktasıdır’’ ifadelerini kullandı.
‘‘Sermaye piyasaları ağırlıklı finans modeline geçiş yapmak istiyoruz’’
Türkiye’de bankacılık ağırlıklı finansman modelinin ağırlıkta olduğunu belirten Bakan Şimşek, ‘‘Türkiye’de şirketlerin finansman ihtiyacının sadece yüzde 12’si sermaye piyasalarından karşılanmış. Yüzde 88’i bankacılık ve finans sektöründen. ABD’de bu rakam yüzde 60. AB’de ise sermaye piyasalarından karşılanan finansman yüzde 30’lar civarında. Biz bankacılık ağırlıklı finans modelinden sermaye piyasaları ağırlıklı finans modeline geçiş yapmak istiyoruz. Bu geçiş Türkiye Yüzyılı hedeflerimizi gerçekleştirmemize güçlü bir destek verecektir. Kaynaklarımızı uzun vadeli üretken alanlara yönlendirmemiz gerekiyor. Bunu bankacılık sistemi üzerinden yapmamız kolay değil. Kaynaklarımızın lirada tutulmasını, lirada değerlenmesini liraya rağbeti artırmamız gerekiyor. Bu da sermaye piyasaları ağırlıklı bir modeli gerektiriyor. 2025’in ilk 9 ayına bakarsanız toplam finansmanın yüzde 34’üne yakını sermaye piyasalarından elde edilmiş, bankacılık sektörünün payı düşmüş. Bu kısmen belki konjonktüreldir ama yine de trend çok önemlidir. Aslında bizim varmaya çalıştığımız nokta da bunun benzeri ve ötesi. Yani sermaye piyasalarının ağırlıklı olarak Türkiye’de finansman ihtiyacının karşılandığı bir alana dönüşmesi. Dolayısıyla ilerleme var, bu güzel bir gelişme. Bunu devam ettireceğiz’’ şeklinde konuştu.
‘‘Manipülasyon ile mücadele olmazsa olmazımız’’
Manipülasyonla mücadelenin dozunun artırılacağına dikkat çeken Bakan Şimşek, ‘‘Bu alanda düzenlemeye ihtiyaç olacak. Cezaları çok daha ağır hale getirmemiz gündemimizdeki bir konu. Manipülasyon ile mücadelenin çok boyutu var. Finansal okuryazarlık onlardan bir tanesi. Manipülasyonla mücadelede tabii ki finansal okuryazarlık esastır fakat yine de bizim cezaları artırma yönünde ve düzenleyici çerçeveyi güçlendirme noktasında bir ilave çabamız olacak. Eğer manipülasyonla güçlü mücadele edemezsek bu alana olan güven zayıf kalır. Onun için bu bizim olmazsa olmazımızdır. Özellikle bazı fonlar üzerinden manipülasyonların yapıldığını biliyoruz. O alanda da bir düzenleme eksikliği olduğunu biliyoruz. Bu eksiklikleri gidereceğiz ve önümüzdeki dönemde manipülasyonla mücadelenin dozunu, kayıt dışılıkla mücadele dozunun da ötesine taşıyacağız. Bu kongredeki belki de duymak istediğiniz, benim de iletmek istediğim en önemli mesaj bu’’ şeklinde konuştu.
Sermaye piyasalarında yatırımcı tabanının geliştiğini görmenin sevindirici olduğunu belirten Şimşek, hem fonların büyüklüğünün hem borsada işlem gören şirket sayısındaki artışın hem de yatırımcı sayısındaki artışın ekosistemdeki pozitif enerjiyi gösterdiğini söyledi.
Bunlara rağmen hisselerin sadece 51 gün tutuluyor olmasının ayrı bir problem olduğunu vurgulayan Bakan Şimşek, ‘‘Bu konular hakikaten üzerinde çalışmamızla sonuç alacağımız, sadece regülatörlerin, düzenleyici kuruluşların, kamunun yapabileceği bir iş değil. Bütün sermaye piyasalarının, ekosistemin birlikte başaracağı bir konu. Dolayısıyla yabancı yatırımcının gelmesini, eski seviyelere gelmesini istiyoruz. Bunun için de yapacağımız birtakım düzenlemelerle sisteme olan güvenin güçlendirilmesi, ekosistemin iyi işlemesi, en önemlisi de dezenflasyon programının başarıya ulaşması gerekiyor. 2023’ten bu yana ilgi arttı, doğru bir trendde ve doğru yoldayız. Sermaye piyasalarının derinleştirilmesi bizler için en önemli hedeflerin başında geliyor’’ diye konuştu.
Bakan Şimşek, ‘‘Dezenflasyonla birlikte tekrar piyasalar derinleşecek ve Borsa İstanbul’un piyasa değerinin GSYH’ye oranı kendisine benzer ülkelerle yarışacak noktaya gelecek. Yani bugün üç yıllık hareketli ortalamalara bakarsanız yüzde 32 civarı ama 2024 sonu itibarıyla yüzde 29 civarı. Bunun mutlaka dünya ortalamalarına varması biraz zaman alır ama bunun ikiye katlanması oldukça gerçekçi, makul bir hedef olarak görülebilir’’ sözlerini ifade etti.
‘‘Borsa bir oyun alanı değildir’’
Halka arzlarda sermaye piyasası kurulundan tek beklentilerinin olduğunun altını çizen Şimşek, ‘‘Kural bazlı gitmemiz lazım. Sürecin şeffaf, kurala dayalı olması lazım. Bu yönde de önemli adımlar atıldığını biliyorum. Halka arzların da önümüzdeki dönemde tekrar güçlü şekilde başlaması da önemli bir husus. Kurumsal yönetişim ve şeffaflığa değindim. Bu alanda hepimize önemli sorumluluklar düşüyor. Manipülasyonla mücadele konusunu zaten konuştuk. Finansal okuryazarlık en kritik bileşenlerin başında geliyor. Bence uzun vadeli bakış açısının eksik olmasının da temelinde bu var. Yoksa mevduatın vade olarak pay sahipliği süresi başka türlü anlatılamaz’’ dedi.
Borsanın bir oyun alanı olmadığını vurgulayan Bakan Şimşek, ‘‘Uzun vadeli bir perspektifle gerçek bir ortaklığın tesis edilmesi esastır. Gerçek bir pay sahipliği, gerçek bir ortaklık... Dolayısıyla bütün bu konularda sektörümüzle hemfikiriz. Sektörümüzün beklentileriyle bizim vizyonumuz tam da örtüşüyor. Önümüzdeki dönemde sektörümüzle ve sektörün bütün ekosisteminin bileşenleriyle birlikte çalışacağız ve bunları başaracağız’’ dedi.
‘‘Fiyat istikrarı bizim en büyük önceliğimizdir ve burada ilerleme var’’
Dezenflasyon sürecine ilişkin de bilgi paylaşan Bakan Şimşek, ‘‘Fiyat istikrarı bizim en büyük önceliğimizdir ve burada ilerleme var. Mali disiplin aslında sermaye piyasalarının gelişmesi açısından da çok önemlidir. Fiyat istikrarı olmazsa olmaz ama mali disiplin de ciddi katkıda bulunacak bir birleşendir. Sürdürülebilir cari açık da makro finansal istikrar açısından çok değerlidir. Dolayısıyla bizim temel önceliklerimiz bunlar. Bu önceliklerde ilerleme sağladık. Bu ilerlemenin kalıcı hale gelmesi için de yapısal dönüşüm esas gündemimizdir’’ açıklamasında bulundu.
Dezenflasyon programını üç evreli düşündüklerini, şu anda ikinci evrede olduklarını belirten Şimşek, ‘‘Nihai hedefimiz sürdürülebilir yüksek büyüme ve kapsayıcı büyüme, yani daha adil gelir dağılımıdır. Bakın enflasyonda bir düşüş var. Kim ne derse desin, 1-2 aylık yavaşlama bunlar normaldir. Hiçbir zaman lineer gitmiyor. Gerçek hayatta iniş çıkışlar oluyor. Önemli olan trendin kalıcı olarak ne yöne gittiğidir. Bu sene enflasyon niye 20’li rakamlar değil de 30 civarında bir rakamda kalacak diye sorarsanız önemli faktörlerden bir tanesi yaşadığımız kuraklık ve zirai don kaynaklı gıda enflasyon şoku diyebiliriz’’ şeklide konuştu.