Hac ve Umre Seyahat Acentaları Derneğinden "Bireysel umre hizmeti veren dolandırıcılara inanmayın" uyarısı

Hac ve Umre Seyahat Acentaları Derneği Başkanı Diyaeddin Şahin, sosyal medyaya "ucuz umre ve hac hizmeti" adı altında reklam vererek dolandırıcılık yapan firmalara karşı vatandaşları uyardı. Bu organizasyonlarda birçok güvencenin olmadığının altını çizen Şahin, "Maalesef bazı yetkisiz seyahat acenteleri ve bazı belgesiz yani seyahat acentesi dahi olmayan şahıslar, bireysel umre adı altında tanıtımlarla, reklamlarla, sosyal medyada ve bazı internet ortamında yolcu toplamaya başladılar. Bu giderek artınca ciddi mağduriyetler de peş peşe geldi" dedi.
Sosyal medya üzerinden sponsorlu reklamlar vererek ‘Sizi daha ucuza Umre’ye götürebiliriz’ vaadinde bulunan tur şirketlerine bireysel umre başvurusu yapan vatandaşların, ödeme yaptıktan sonra firmalarla iletişim kuramadıkları ve ibadetlerini gerçekleştiremediği iddiaları gündeme geldi. Merkezi İstanbul’da olan Hac ve Umre Seyahat Acentaları Derneği (HURSAD) Başkanı Diyaeddin Şahin ise vatandaşları dikkatli olmaları konusunda uyardı.

"Seyahat acentesi dahi olmayan birçok insan bireysel umre organizasyonu yapmaya başladı"
Seyehat acentesi olmayan bazı şahısların umre organizasyonu düzenlemesi hakkında konuşan Hac ve Umre Seyahat Acenteleri Derneği Başkanı Diyaeddin Şahin, "Suudi Arabistan Devleti’nin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına elektronik vize yoluyla turist vizesinin sağlamasından itibaren bu sorun başladı. Aslında bireysel umre ilk başlarda şu anlama geliyordu; kişilerin kendi imkanlarıyla otel ve rezervasyonlarını yaptıkları, vizelerini aldıkları ve umreye gittikleri durumu ifade ediyordu. Çok kısa bir zamanda bu durum suiistimal edilmeye başlandı. Kişilerden bağımsız olarak, bazı yetkisiz ve izinsiz kişiler yani umreye giden şahıslardan bağımsız olarak bunlar organizasyon yapmaya başladılar. Çünkü Diyanet İşleri Başkanlığı ile sözleşme imzalayan seyahat acentesi olsalar, teminat mektubu verecekler, birtakım yükümlülükleri olacak. Dolayısıyla bundan kaçacak şekilde seyahat acentesi dahi olmayan birçok insan bireysel umre organizasyonu adı altında bir ucube, mantıksız organizasyonlar yapmaya başladı" dedi.

"Türkiye’nin bazı illerinde yolcuların mağdur edilmeye başladığını görüyoruz"
Türkiye’nin farklı illerinden gelen haberlerde insanların dolandırıldığını ifade eden Başkan Şahin, "Başlarda işin gerçeği çok önemsemedik. Gereken girişimlerde bulunduk ancak çığ gibi büyüyeceğini düşünemedik. Maalesef bazı yetkisiz seyahat acenteleri ve bazı belgesiz yani seyahat acentesi dahi olmayan şahıslar, bireysel umre adı altında tanıtımlarla, reklamlarla, sosyal medyada ve bazı internet ortamında yolcu toplamaya başladılar. Bu giderek artınca ciddi mağduriyetler de peş peşe geldi. Şu anda Türkiye’nin bazı illerinden, yerel anlamda az sayıda da olsa yolcuların mağdur edilmeye başladığını görüyoruz. Bu böyle devam ederse çok ciddi mağduriyetler olacaktır. İşin aslı şu; Diyanet İşleri Başkanlığı ile sözleşme imzalayan seyahat acenteleri veya bu seyahat acentelerinin paketlerini satan yine seyahat acenteleri yoluyla umreye gitmektir. Bireysel olarak gidenlere, gerçek anlamda gidip otel rezervasyonu yapanlara, uçak biletini alanlara, vizesini alıp ailesiyle beraber her türlü sorumluluğu ve her türlü sıkıntıyı göze alarak giden vatandaşlara sözümüz yok. Onların bireysel tercihleridir ve kendi iradesiyle yaptıklarıdır" şeklinde konuştu.

"Seyahat acentesi olmayan kişilerin umre organizasyonu düzenlemesi kanunsuz"
Organizasyon işini yapan dolandırıcıların farklı meslek gruplarından olduğunu belirten Diyaeddin Şahin, "Fakat öte tarafta işte emekli cami imamı, bakkal, nalbur, aslında seyahat acentesi olmayan kişilerin biz, ‘bireysel umre organizasyonu yapıyoruz’ diye 100 kişi toplayarak umreye götürüldüğüne ve orada birçok sıkıntının yaşandığına şahit oluyoruz. Bu kanunsuz bir durum. Turları düzenleme yetkisi sadece ve sadece seyahat acentelerindedir. Bu seyahat acentelerinde de Diyanet İşleri Başkanlığı’yla sözleşme imzalamış olanlar veya bunlarla birliktelik yapanların yetkisindedir. Bu bizim münhasır hakkımızdır. Ancak bu kaçak yollarla korsan organizasyonlarla umreye gidenler var" ifadelerini kullandı.

"Kanunlarımız bu organizasyonlara karşı henüz caydırıcı müeyyide uygulamaktan çok uzak"
Dolandırıcılık suçlarıyla ilgili kanun maddelerinin caydırıcı olmadığı yönünde konuşan Başkan Şahin, "Maalesef kanunlarımız bu organizasyonlara karşı henüz caydırıcı müeyyide uygulamaktan çok uzak. Bununla ilgili Kültür ve Turizm Bakanlığı Bakanlığımızın yaptığı bir kanun çalışması olduğunu biliyoruz. Bu kanun çalışması da belgesiz ve yetkisiz faaliyetler yapanlara caydırıcı cezaların getirileceğini biliyoruz ancak henüz bu da meclis gündemine gelmiş bir kanun çalışması değil. Mevzuatımızın şu haliyle, oldukça zor bir durumla karşı karşıyayız. Dolayısıyla ancak vatandaşlarımızın ileride mağduriyet yaşayabileceğini göz önünde bulundurmaları ve vatandaşlarımızın gayri resmi, yetkisiz organizasyonlara itibar etmemesini tavsiye ediyoruz" dedi.

"Organizasyonlarda birçok güvence yok"
Umre organizasyonu için daha az fiyatla reklam vererek insanların kandırıldığına dikkat çeken Başkan Şahin, "Sosyal medyada sponsorlu reklamlar çıkıyor. Normalde yetkili acentelerin bin 350 dolara denk gelen bir umre programı varsa, bunu bin 200 dolara, bin 150 dolara fiyatla sosyal medyada çıkarak sanki daha ucuza gidilebilir, seyahat acenteleri pahalı satıyormuş ama bir yolunu bulmuşlar ve doğru organizasyonu daha ucuza getirebiliyorlarmış gibi imaj veriyorlar. Oysaki o organizasyonlarda birçok güvence yok. Mesela Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan teminat verilmiyor, sağlık giderleri için herhangi bir bedel ödenmiyor. Sigortaları yok. Suudi Arabistan’da başlarına bir kaza gelse, bir rahatsızlık durumu olsa bunu karşılayacak bir sağlık sigortaları yok. Sahada hizmet verecek bir durumu yok. Vatandaşlardan herhangi biri, mağdur olduğu zaman bu mağduriyetini giderecek bir mekanizma yok" diye konuştu.

"Acentenin vermiş olduğu yüklü miktardaki teminat mektuplarından gerekirse onların nakde çevirerek tazmin edebiliyor"
Dolandırıcıların insanları mağdur etmekten ziyade hiçbir kamu kurum ve kuruluşuyla ilgili de işbirliğinin olmadığını ifade eden Başkan Şahin, "Şimdi yetkili seyahat acentesiyle umreye giden vatandaş, oraya gittiği zaman ayıplı hizmet aldığı zaman hemen diyanetin müfettişlerini çağırıyor, durumu tespit ettiriyor, mağduriyetini ise Diyanet İşleri Başkanlığı gideriyor. Neye dayanarak gidiyor? Acentenin vermiş olduğu yüklü miktardaki teminat mektuplarından gerekirse onları nakde çevirerek tazmin edebiliyor. Bunların bu durumu olmadığı, denetimsiz olduğu için, çok kalitesiz niteliksiz otellerde konakladıkları, hijyenden uzak ortamlarda konakladıkları, yeme - içme hususunda bizim bakanlıkların ve Hac ve Umre Kurulu’nun belirlediği standartların çok altında yemekler aldığı için kısmen daha ucuza götürebilirler veya bunu vaat edebilirler. Ancak unutmayalım ki bunun sonucu çok ciddi mağduriyetlerdir. Türkiye’nin birçok ilinden bu haberler geliyor. Paralarını topluyor, organizasyonu başaramıyor veya alıp kaçıyorlar. Bu kaçan, ortadan kaybolan sözde seyahat acenteleri veya sözde organizatörlerle ilgili haberler maalesef böyle giderse ilerleyen günlerde daha çok artacaktır" dedi.

"Aldatıcı reklam sayılması ve ilan verenlere caydırıcı derecede para cezalarının kesilmesi lazım"
Bakanlıkların gerekli aksiyonları alması gerektiğini vurgulayan Diyaeddin Şahin, "Birinci derece istediğimiz, Ticaret Bakanlığımızın bu konuda duyarlı davranması, bu bireysel umre ilanlarının da bu kategoriye sokularak aldatıcı reklam sayılması ve bu ilanları verenlere caydırıcı derecede para cezalarının kesilmesi. Tabii öte taraftan bizler açısından da ortada bir haksız rekabet var. Yani bir yerde yetkisi olan ve yetki almak içinde ciddi mali fedakarlıklarda bulunan seyahat acentelerimiz, milyonlarca dolar teminat mektubu veren ve buna karşı belli bir yükümlülük altına giren, masrafa giren seyahat acentelerimizin hakkı, hiç bu işlerle alakası olmayan birileri tarafından çiğneniyor. Burada haksız rekabet var" diye konuştu.