Rotanı Antalya’ya çevir

Rotanı Antalya’ya çevir

ABONE OL
14 Temmuz 2022 23:16
Rotanı Antalya’ya çevir
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Akdeniz’in incisi, Türkiye’nin turizm başkenti Antalya’ya gitmeniz için sebebiniz çok fazla. Kocaeli Duysun ailesi olarak rotasını Antalya’ya çevirenler için güzel bir seyahat rehberi hazırladık. Denizinden, kültürüne, gece hayatından, doğal güzelliklerine, antik kentlerinden yaylalarına kadar içinde bir sürü güzelliği barındıran Antalya her mevsim sizi bekliyor.

Antalya, sahip olduğu arkeolojik ve doğal güzellikleri sayesinde ‘Türk Rivierası’ adını almıştır. Deniz, güneş, tarih ile doğanın uyum içinde bütünleştiği ve birleştiği Antalya, Akdeniz’in en güzel, en temiz kıyılarına sahiptir. 630 kilometre uzunluğundaki Antalya kıyıları boyunca, antik limanlar, anıt mezarlar, antik kentler, doğa harikası koylar, dünyanın hayranlıkla baktığı kumsallar yer alır. Sadece deniz ve kumsal değil, bu şehirde yeşile, ormana doyacaksınız. Palmiyelerle donatılmış bulvarları, her turistin fotoğrafına konu olan marinası, geleneksel mimarisi ile şirin bir köşe oluşturan Kaleiçi ve modern mekanları ile Türkiye’nin en önemli turizm merkezi Antalya, Aspendos Opera ve Bale Festivali, Uluslararası Plaj Voleybolu, Triathlon, Golf Müsabakaları, Okçuluk, Tenis, Kayak yarışmaları, futbol takımlarının kış kampları gibi etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır. Kültür sanat tutkunları için de kentte bir çok etkinlik düzenleniyor. Antalya Kültür Merkezi ile de plastik sanatlar, müzik, tiyatro, sergi gibi birçok kültürel ve sanatsal etkinliğe ev sahipliği yapmaktadır. 

Palmiyelerle sıralanmış bulvarları, uluslararası ödül sahibi marinası, geleneksel mimarisi ile şirin bir köşe oluşturan Kaleiçi ve modern mekanları ile Türkiye’nin en önemli Turizm Merkezi olan Antalya, Aspendos Opera ve Bale Festivali, Uluslararası Plaj Voleybolu, Triathlon, Golf Müsabakaları, Okçuluk, Tenis, Kayak yarışmaları vb. etkinliklere, 1995 yılında açılan Antalya Kültür Merkezi ile de plastik sanatlar, müzik, tiyatro, sergi gibi birçok kültürel ve sanatsal etkinliğe ev sahipliği yapmaktadır. 

Kaleiçi: Büyük bir bölümü yıkılmış ve yok olmuş at nalı şeklinde içten ve dıştan surlarla çevrilidir. Surlar, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı devirleri ortak eseridir. Surların 80 burcu vardır. Surların içinde kiremit çatılı 3.000 kadar ev bulunmaktadır. Evlerin karakteristik yapıları Antalya’nın sadece mimari tarihi hakkında fikir vermekle kalmaz, aynı zamanda bölgedeki yaşam tarzını, gelenek ve görenekleri en iyi şekilde yansıtır. 1972 yılında Antalya iç limanı ve Kaleiçi semti, özgün dokusu nedeniyle “Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu” tarafından “SİT bölgesi” olarak koruma altına alınmıştır. Turizm Bakanlığı’na “Antalya- Kaleiçi Kompleksi” restorasyon çalışmasından dolayı, 28 Nisan 1984’de FİJET (Uluslararası Turizm Yazarları Birliği) tarafından Altın Elma Turizm Oskarı ödülü verilmiştir. Günümüzde Kaleiçi otelleri, pansiyonları, restoranları ve barları ile eğlence merkezi haline gelmiştir.

Eski Antalya Evleri    : Yazların çok sıcak ve kışların ılık geçtiği Antalya’da eski evlerin yapımında soğuktan çok, güneşi önlemeye ve serinlik sağlamaya önem verilmiştir. Gölgeli taşlıklar ve avlular hava akımını kolaylaştıran özelliklerdir. Depo ve hol görevi yapan girişi ile üç kat üzerine kurulmuştur.

Yivli Minare: Antalya’nın ilk Türk yapısıdır. Merkezde liman yakınındadır. Üzerindeki yazıta göre Anadolu Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubat’ın yönetimi zamanında (1219-1236) inşa edilmiştir. Tuğla ile örülen gövdesi, sekiz yarım silindirden oluşur. Bu minarenin bitişiğinde bir cami varsa da yıkılmış olmalıdır. Çünkü Minarenin yanındaki Cami daha geç devre, 1372 yılına aittir. Bir Türk Beyliği olan Hamitoğulları zamanında, Tavaşi Balaban adlı bir mimar tarafından yapılmıştır. 

Ulu Cami: Kesik Minare adıyla da bilinir. Aslında bir Bazilika olarak V. yüzyılda inşa edilmiştir. İlk eserden çok az bölüm ayakta kalmış, Bizans döneminde değişikliklere uğramıştır. Eser, Osmanlılar zamanında tamir görmüş, bir kısmı Mevlevihane olarak kullanılmış, sonra cami olarak hizmete açılmıştır. 

Karatay Medresesi: İl merkezindeki önemli Türk İslâm yapılarından olup XIII. yüzyıl ortasında inşa edilmiştir.

Evdir Han:  20. yüzyıl başlarına kadar ulaşım at ve develerle sağlanır, ticaret malları da bu hayvanlarla nakledilirdi. Kervanlar yollarda, “Han” ve kervansaraylarda konaklardı. İşte Evdir Han da bunlardan biridir. Antalya’dan kuzeye giden yol üstündedir. Bugünkü Antalya-Korkuteli kara yolunun 1 kilometre doğusunda ve il merkezine 18 kilometre uzaklıktadır. En fazla dikkati çeken kısmı sivri kemerli portalıdır. XIII. yüzyılın başlarında yapılmış bir Selçuklu eseridir. 

Kırkgöz Han:  Antalya – Afyon eski yolundaki ikinci durak yeri Kırkgöz Han’dır. Kırkgöz Han Antalya’ya 30 kilometre uzaklıkta bulunan Kırkgöz’de,  Pınarbaşı mevkiindedir. Çok sağlam bir durumdadır.

Düden Şelâleleri: Antalya il merkezinin yaklaşık 10 kilometre kuzeydoğusundaki bu şelâle, şehri simgeleyen tabiat güzelliklerindendir. 20 metre yükseklikten dökülür. Ana kaynağı Kırkgöz mevkisidir. Aşağı Düden Şelâlesi ise Lâra Plajı yolundadır.  Kent merkezinin güneydoğusunda, 40 metre yükseklikteki falezlerden denize dökülür. Antalya’nın simgeleşmiş tabiat güzelliklerindendir.

Kurşunlu Şelâlesi: İl merkezinin doğusundaki Alanya yolunun 24. kilometresindeki sapaktan Isparta yoluna girildikten 7 kilometre sonra ulaşılabilir.  Bu tabiat harikası da en çok ziyaret edilen yerlerden biridir. Şelâle bir masal diyarından çıkıp gelmiş gibidir. Yemyeşil derin bir vadinin içindedir. Bütün çevresi yaklaşık yarım saatlik bir yürüyüşle gezilebilir. Yer yer gölcüklerin oluştuğu sularda çok sayıda balık yaşamaktadır. Aynı zamanda zengin faunası ile dikkat çeker. Düden, Kurşunlu ve Manavgat Şelâleleri, birçok Türk filminde mekân olarak kullanılmıştır. Hepsine de otobüsle rahatlıkla gidilebilir.

Lâra – Konyaaltı Plajı: Antalya il merkezinin 10 kilometre kadar doğusundaki doğa harikası Lâra Plajı ile Antalya merkezinin batı kıyısındaki Konyaaltı Plajı şehrin en güzel kıyılarıdır. 

Perge: Antalya 18 kilometre doğusunda, Aksu Bucağı yakınındadır. Kilikya – Pisidia ticaret yolunun üstünde yer aldığı için önemli bir Pamphylia şehridir. Kuruluşu diğer Pamphylia şehirleriyle aynı zamana rastlar (Milattan Önce VII yüzyıl). Perge, Hıristiyanlar için önemli bir kent idi.  Aziz Paulos ve Barnabas, Perge’ye gelmiştir. Magna Plancia gibi kimi zenginler buraya önemli anıtlar kazandırmışlardır. İlk kazıların 1946 yılında İstanbul Üniversitesi tarafından başlatıldığı Perge’de; Tiyatro, Stadyum, Sütunlu Cadde, Agora’dan oluşan şehir kalıntıları bulunmuştur.

Karain Mağarası: Antalya’nın 27 kilometre kuzeybatısında, Yağcılar sınırları içindeki Karain Mağarasında bulunan kalıntılar Paleolitik, Mezolitik, Neolitik ve bronz çağlarına aittir. Bu mağara, görülmesi gereken yerlerdendir. 

Ariassos:  Antalya-Burdur otoyolunun 48. kilometresinde, sola dönülen bir sapaktan 1 kilometre içerdedir. Bir dağın yamacında kurulmuş olup, hamamları, kaya mezarları açısından görülmeye değerdir. Ariassos kentine girilen vadinin başlangıcında kentin en görkemli kalıntısı olan giriş kapısı yükselir. Roma devrinden kalma bu anıt, 3 kemerli ve dolayısıyla 3 girişli olduğu için, yöre halkınca “Üç kapı” diye anılır. Kentin şaşırtıcı bir özelliği, dörtte üçünün, olağanüstü gösterişli anıtsal mezarlar olan nekropolis kalıntısı olmasıdır.

Antalya’da denize girmek mi istiyorsunuz? Eğer öyleyse Patara Plajı’na kesinlikle uğramalısınız. Patara plajı, Kaş ilçesinde yer alır. Kesinlikle günü birlik bir plan yapmamalısınız. Çünkü Kaş ve Patara Antalya’nın en uzak bölgelerinden birisi. Ancak tatilinizi Antalya’nın batısında geçirmek istiyorsanız Patara sizin için çok iyi bir tercih olacaktır. 18 kilometre uzunluğundaki Patara, kesinlikle görülmeye değer. Yolunuz Kaş’a düştüyse, Kaputaş’a uğramadan geçmeyin. Küçük bir plaj, bu yüzden kesinlikle hafta sonu yer bulmanız mümkün olmayacaktır. Sabahın erken saatlerinden itibaren doluyor. Hafta içi gitmeniz ve erken saatleri tercih etmeniz faydalı olur. Ayrıca Kaş, Kalkan güzergahında bir çok irili ufaklı koyda da denize girmeniz mümkün. Antalya’nın batısı yerine doğusunu tercih ettiyseniz, Alanya İncekum Plajı’nı tercih edebilirsiniz. İsminden belli olacağı üzere, plaj ince kumdan oluşmaktadır. Lara plajı da alternatifleriniz arasında yer almalı. Şehir merkezine yakınlığı ile bilinen Lara, tatilcilerin en çok tercih etti plajlar arasında yer alıyor. Antalya denilince Konyaaltı ilk akla gelen plajlar arasında yer alır. Ancak kıyısının taşlı olması handikap. Lakin şehrin tam göbeğinde. Bu yüzden hep kalabalık. Özellikle yaz aylarında kalabalık üç katına çıkıyor. Her telden insan var. Günübirlik denize gireceksiniz Kum yerine çakıl plajları tercih etmek isteyenler için de bir çok alternatif bulunuyor. Demre, Olimpos, Çıralı, Kemer plajları çakıl olması sebebiyle tercihler arasında yer alıyor.

Ne yenir?

Kırsal alanda yaşayan yörüklerin beslenme biçiminin temelini hayvancılık ve buğdaydan elde edilen besinler belirler. Kıyı şeridinde az da olsa yaş sebze üretilmesine karşın iç bölgelere gidildikçe buğday ve kuru sebze ağırlık kazanır.

Günümüz beslenme düzeninde yerlerini koruyan yerel yemeklerin başlıcaları şunlar; Kölle (buğday, fasulye, nohut ve bakla haşlaması), saç kavurması, domates civesi, hibeş, arapaşı, tandır kebabı, tatlılardan isa patlıcan, bergamut ve turunç reçeli sayılabilir.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.