Fethullah Gülen’in uykularını kaçıran rapor 1. Bölüm

Fethullah Gülen’in uykularını kaçıran rapor 1. Bölüm

ABONE OL
4 Ocak 2023 23:07
Fethullah Gülen’in uykularını kaçıran rapor 1. Bölüm
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Devletin en kritik noktalarına planlı ve yıllar yılı süren bir operasyon ile yerleşen FETÖ’cüler 15 Temmuz ile birlikte de gerçek yüzlerini göstermişti. Peki FETÖ bu günlere nasıl geldi? Nasıl örgütlendiler?

HERŞEY BİR İHBAR İLE BAŞLADI

Dün, FETÖ’nün 24 yıllık dosyasını açacağımızı buradan açıklamıştık. İşte başlıyoruz. Yine dün bahsetmiştik, fakat dosyanın içeriğini özetle yine anlatmak istedik. Yıl 1998’i gösterdiğinde emniyete bir ihbar dilekçesi geliyor. Dönemin emniyet yetkilileri hemen harekete geçiyor. İhbar dilekçesinde FETÖ’nün çok tehlikeli bir şekilde, devletin en kritik konumlarında örgütlenmeye başladığı ve bazı tehlikeli girişimlerde bulunduğu yazıyordu. Bunun üzerine 1. Sınıf Emniyet Müdürü ve Polis Başmüfettişleri Ahmet Saraç, Mustafa Maktav ile Özgül Eser, İstihbarat Daire Başkanlığına hemen konuyla ilgili çalışma yapılması talimatı veriyor. Talimat üzerine dönemin İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, dönemin Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral’a konunun detaylı araştırılması için ‘Çok gizli’ ibareli talimat gönderiyor ve konu dönemin istihbarattan sorumlu Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Osman Ak ulaştırılıyor. Başarılı bir istihbaratçı olan Osman Ak, hemen ekibiyle birlikte harekete geçerek çalışmalarına başlıyor. Günler süren fiziki ve teknik takibin ardından Yaklaşık 150 sayfalık rapor hazırlanıyor.

RAPOR DGM’YE TESLİM EDİLİNCE, FETHULLAH GÜLEN ABD’YE KAÇIYOR

Çok titiz bir şekilde hazırlanan raporda tehlikenin, beklenenden çok daha büyük olduğu fark ediliyor. Dosya, Devlet Güvenlik Mahkemesi’ne gönderiliyor. Ne mi oluyor? Dosya burada bir şekilde ortadan kaldırılıyor. Fethullah Gülen iki gün sonra ABD’ye firar ediyor. Dosyayı hazırlayan emniyet yetkilileri ise görevlerinden uzaklaştırılıyor. Peki dosyayı hazırlayan, imzası olan emniyet yetkililerine ne oldu? Dosyada ismi geçen üst düzey emniyet yetkililerinden sadece Osman Ak’ı anlatalım. Raporu o hazırlıyor aslında. En büyük aktör Osman Ak. Tam 15 yıl boyunca pasif görevlerde bulundu. FETÖ tehlikesinin varlığı 17-25 Aralık öncesinde anlaşılınca hemen aktif göreve getirildi. Önce Zonguldak, ardından Adana ve Bursa Emniyet Müdürlüğü görevlerine getirildi. Peki Fethullah Gülen’i ABD’ye kaçırtan, uykularını kaçıran sayfalarca uzunluğundaki o raporda neler yazıyor. İşte bunu her gün yayınlayacağımız bölümler ile okuyucularımıza anlatacağız.

İŞTE RAPORUN İLK BÖLÜMÜ

Dönemin Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral imzalı dilekçenin ilk başında, ‘Çok gizli’ ibaresi bulunuyor.18 Şubat 1999 tarihli dilekçede, “Başta Personel Daire Başkanlığı olmak üzere, eğitim ve öğretim birimlerindeki örgütlenmeleri kapsayan haber ve değerlendirmeler paralelinde ve ilgi, talimatlar doğrultusunda öncelikle bir durum tespiti yapılmıştır. İlgi (b) sayılı yazınızda isimleri geçen (62) personelin “adı geçen” cemaatle bir ilgisinin bulunup bulunmadığı ve bu cemaatin söz konusu birimlerde bir örgütlenmesinin olup olmadığı, konularına ilişkin haklarında tahkikat istenmiş olmakla birlikte bir tahkikat icra etmeden önce söz konusu hareketin boyutu ve F.GÜLEN’in kimliğinin aydınlığa kavuşturulmasının gerekli olduğu değerlendirilmektedir. Öyle ki ilk tespitlere göre adı geçenin dini söylemlerinde zaman zaman tutarsızlıklar olması dolayısıyla tam bir din adamı kimliği ile tarif edilememektedir. Yeri geldiğinde entellektüel görüntüler verdiği, bazen hümanizma felsefesini kullandığı, genelde programatik bir kişiliğe sahip bulunduğu; bilinen belli bir ideolojisi olmamakla birlikte; eklektizm yaparak toplumun her katmanına şirin gözükme eğilimine girdiğine şahit olunmaktadır. Aydınlık Dergisi’nin 599 ve 600. Sayıları incelendiğinde Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesindeki eğitim kurumlarından Polis Akademisi, Polis Koleji ve Polis Okulları ile Personel Daire Başkanlığı ve İstihbarat Daire Başkanlığının ön plana çıkartıldığı ve öncelikle bu birimlerin F.GÜLEN hareketi tarafından hedef seçildiği anlaşılmaktadır.Kaldı ki, başta Aydınlık Dergisi’nin belirtilen sayısı ve müteakip sayıları ile diğer bazı basın yayın organlarında söz konusu hareket hakkında “örgüt yada cemaat” tabirlerinin kullanıldığı görülmektedir. Konu ile ilgili Arşivlerimiz incelendiğinde Fethullah GÜLEN’in faaliyetlerinin illegalitesi hakkında (aydınlatıcı veya yönlendirici) herhangi bir emir ve talimat olmadığı gibi İstihbarat Daire Başkanlığının “İslamda Mezhepler, tarikatlar ve dini akımlar- İDB yayınları No:53” adlı kitapçığında da verilen akademik bilgilerden de adli veya idari tahkikat başlatıcı bir yararlanma yapılamayacağı, Zaten şimdiye kadar yapılan yazışmalarda genellikle “İrtica yada İrticai Faaliyetler, Nurculuk ve Dini Akımlar” tabirleri kullanılmakta olduğu da malumlarıdır. “İslam’da mezhepler, tarikatlar ve Dini Akımlar” adlı IDB kitabının 137. sayfasının 1.paragrafında Fethullah GÜLEN’in “…. çeşitli medrese ve yörenin tanınmış din adamlarından almış olduğu dersler…”, 2. Paragrafında gerektiğini söylediği” faaliyetlerini daha ziyade öğrenci ve genç kesim üzerinde yoğunlaşmıştır…” denilmekte ve politikadan uzak kalınması gerektiği söylendiği, vurgulanmaktadır. Yine aynı kitabın 138. Sayfasının 3. Paragrafında aranmaya başlanılan Fethullah GÜLEN’in 1986 yılında Burdur’da yakalandığı…” 4. Paragrafında; “…Akyazılılar Vakfı ve Türkiye Öğretmenler Vakfı gibi kuruluşlarla başlayan faaliyetler günümüzde hayata geçirilen çok sayıda dernek ve şirket aracılığı ile …” ve devamla 5. paragrafta ise “ülke içerisinde ve dışında açtığı okullar ile üniversite ve dershanelerden” söz edilmektedir. 139.sayfanın 2. Paragrafında ise basın yayın organları ile eğitime ve iletişime verdiği önem ön plana çıkartılmaktadır. Aynı sayfanın 3. paragrafında ise; Fethullah GÜLEN’in çizgisini hiç değiştirmediği ve günümüze kadar getirmeyi başardığı ve hatta Türkiye Yazarlar Birliği arasındaki soğukluğu gidererek “arabuluculuk” görevi üstlendiği ve kamuoyunda yankı bulduğu, 4.paragraftaki “Öncelikle toplumun her kesimini kucaklayacağı tarzındaki yaklaşımları nedeniyle dini motifli terör örgütleri ve radikal dini kesimler tarafından çok büyük eleştirilere maruz kalan Fethullah GÜLEN, bu kesimler tarafından Demokratik ve Laik Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin savunuculuğunu yapmakla suçlanmıştır”. Son paragrafta ise; ” … ülkemizde en geniş tabana hitap ettiği bilinen grup…” şeklinde tanımlar yapılmaktadır. Yine; IDB’nin yayınladığı “Aylık İstihbarat Bülteni”nin Temmuz 1998 sayısının 164 ve müteakip sayfalarında da mevcut görüş ve iddialara yer verilmekte, ilave olarak “yurtdışında ve yurt içinde açılan eğitim kurumları çerçevesinde yürütülen faaliyetlerin mali giderlerinin kurulan şirketler vasıtasıyla karşılandığı bilinmektedir…” ve devamla “Son dönemde kamuoyunda önemli tartışmalara yol açan 8 yıllık eğitim ve türban konusundaki uygulamalarla ilgili olarak da, bu tarz meselelerin dinin aslından olmayıp teferruat olduğu…” yine aynı paragrafta “… Fethullah GÜLEN grubunun geleneksel ılımlı tavırlarına uygun olarak tutumunu devam ettirdiği gözlenmiştir.” denilerek “hareketin” veya “tarikatın” masumiyetinin devamına işaret edilmekte ve Fethullah GÜLEN grubunun irticai faaliyetlerde bulunduğuna ve mevcut anayasal düzeni yıkarak yerine dini esaslara dayalı bir rejim kuracağına ve Atatürk ilke ve inkılaplarına karşı çıktığına dair herhangi bir tespit ve gözlemede yer verilmemektedir. Hal böyleyken ilgi (a.b.c) ve Teftiş Kurulu Daire Başkanlığı’nın ilimize intikal eden yazılarında yürütülen incelemenin örgütsel boyutlarından söz edilmekte buna karşın müdürlüğümüzden lokal anlamda çok yönlü araştırma istenmektedir. Son yayınlarla inceleme ve soruşturmaya neden olduğu anlaşılan bu “örgütlenmenin” veya “tarikatın” oluşumunun nasıl olduğu, kimler tarafından yürütüldüğü, teşkilatımıza sızmaların nasıl gerçekleştirildiği hususları hakkında geniş çaplı araştırma için yeni bilgilere ihtiyaç hissedildiğinden, ilk anda F.GÜLEN’le ilgili yazılan kitaplardan elde edilen değerlendirmeler ve teyide muhtaç diğer kaynaklardan derlenen bilgiler ışığında ulaşılan kanaat, bu grubun bünyesinde mevcut örgütlenmenin yatay ve dikey şekilde olduğu; yapılanmanın genelde “açık faaliyet” ancak “hedefin” gizlilik taşıdığı sonucuna varılmıştır. Bu itibarla, söz konusu “grup” “hareket” veya “tarikatın” örgütlenme tarzının çözüme kavuşturulması için; ideolojik ve felsefi yapısı örgütlenme modeli, taktik ve stratejisi finans kaynakları, hedefin netleştirilmesi hususlarındaki bilgileri derleme çalışmaları ile işe başlamanın lüzumlu olduğu-kıymetlendirilmiş olmakla birlikte, ayrıca;

1- Fethullah GÜLEN’in secereye bağlı geçmişi, hangi medrese ve hangi tanınmış din alimlerinden ders aldığı, bu kişilerin bilgi derinliğinin ne olduğu ne kadar sürelerle eğitim gördüğü, almış olduğu dini eğitimin irşat edici özellik taşıyıp taşımadığı,

2- Fethullah GÜLEN’in güdümündeki okullardan mezun olan kişilerin Cumhuriyet ve rejim ile Atatürk ilke ve inkılapları hakkındaki düşüncelerinin samimi boyutlarının ne olduğu,

3- Fethullah GÜLEN’in yurtdışında açmış olduğu okullar üzerinde Milli Eğitim Bakanlığının hangi ölçüde etkinliği bulunduğu ve bu okullarda nasıl bir eğitim verildiği, yurt dışında bu okulların açılmasındaki gayenin ne olduğu,

4- 1986 yılında yakalanan F.GÜLEN’in yakalanıncaya kadar (6) yıl kimler tarafından korunduğu, Teşkilat mensuplarımızın bu olayla bağlantısının olup olmadığı,

5- Akyazılılar Vakfı ile başlayan F.GÜLEN faaliyetleri günümüzde hangi şirket, vakıf yada başka hangi yelpazede sürdürüldüğü,

6- Ülkemizde açtığı birçok kolej, dernek ve üniversitelerin yurt çapındaki faaliyetlerinin ne olduğu, hangi kaynaklardan finanse edildiği, teşkilatımızın temel eğitim kurumu olan Polis Koleji ve Polis okulları ile ilgili irtibatları konusunda ne tür bilgilere ulaşılabileceği,

7- Basın Yayın ve İletişim faaliyetlerini mahiyetinin ne olduğu, zikredilenlerin haricinde toplumun değişik kaynaklarına hitap eden başka legal, illegal yayın organının olup olmadığı,

8- Fethullah GÜLEN’in açık çizgisinin arkasında nasıl bir amaç taşıdığı, radikal kesimlerin içerisinde ne tür misyon üstlendiği, toplumun değişik kesimleriyle diyalog kurmak suretiyle uzlaşmacı görüntünün arkasında neyi gizlemeye çalıştığı, teşkilatımız bünyesinde yaygın faaliyetinin hangi boyutlara kadar ulaştığı,

9- Ülkemizde en geniş tabana hitap ettiği iddia edilen bu grubun siyasal yelpazede bu gücünü nasıl kullandığı ve ne tür yönlendirmeler yaptığı, hususlarının aydınlığa kavuşturulmasının gerekli olduğu değerlendirilmektedir. Bütün bu bilgilerin derlenmesi aşamasında öncelikle açık kaynaklar ciddi şekilde irdelenmek suretiyle söz konusu kişi ve hareket tarikat veya örgüt hakkındaki bilgiler analiz edilerek ve öncelikle kendi söylemlerinden yola çıkılarak F.GÜLEN’in tanımlanması, daha sonra “hareketi veya tarikatı” netleştirilerek gerçek hedefinin ne olduğunun aydınlığa kavuşturulması amacıyla ilimiz kapsamında gerekli çalışma ve incelemeler başlatılmış olup kişi ve konu hakkında ülke genelinde genel maksatlı yapısını deşifre edecek çalışmaların İstihbarat Daire Başkanlığı meyanında tüm iller kapsamında oluşturulacak “Planlı İstihbarat Operasyonu” çerçevesinde ele alınmasının yerinde olacağı hususunda, Bilgi ve gereğini arz ederim.

Cevdet SARAL

1.sınıf Emniyet Müdürü

İl Emniyet Müdürü” ifadeleri yer aldı.

İKİNCİ BÖLÜM YARIN….             

                                                                                                 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.

free temp mail