Haftalardır sosyal medya hesaplarında, internet sitelerinde ve gazetelerde okumadığımız, transfer listesinde olduğunu öğrenmediğimiz oyuncu neredeyse kalmadı.
‘Görüşülüyor’, ‘Prensipte anlaşıldı’, ‘Şu gün geliyor’, ‘Bu koşullarda anlaşıldı’, ‘Pürüzler gideriliyor’ vesaire…
Onlarca isim yazıldı, yazılıyor. İddiaların ardı arkası kesilmiyor.
Kocaelispor Kulüp Başkanı Recep Durul da, bazı yöneticiler de kendileri ilan etmeden, birinci ağızdan açıklama yapmadan haberlere ve söylentilere itibar edilmemesini istedi.
Katılıyorum. Bilgi kirliliğine girmemek, oyuncu, menajer ya da bazı yöneticilerin manipülasyonuna alet olmamak için bu istekleri yerinde buluyorum. Yıllardır öyle de yapıyor, sükûnetle süreci takip ediyoruz.
Ancak bu konuda iki hususa değinmek için kelimelerin gücüne başvuruyorum. Öncelikle bu haftanın Sarı Kartı’nı Kocaelispor’un bazı yöneticilerine göstermek istiyorum.
Neden?
Edindiğimiz bilgilere göre; sosyal medya üzerinden ‘doğru bilgi’ algısıyla kurdurdukları hesaplar üzerinden transfer sürecine ve kulüpte olan bitene dair bilgi akışı sağlayarak piyasa yapıyorlar.
Daha da ileri giderek iddiamı güçlendiriyor; kulüp başkanını bu yolla manipüle ediyorlar ve diğer yandan da bazı oyuncularla ilgili kamuoyu yoklaması çekiyorlar.
İsim vermeyeceğim ki kendilerini biliyor olmaları yeterli. Konunun bilindiğini bilmeleri açısından tarihe not düşüyorum.
O yöneticilere bu yazıda söyleyeceğim tek şey; herkes kendi işine baksın.
Bu kadar doğru bilgiyi aktarmak istiyorsanız; tüm kurumsal yapıların hangi yolu izlediklerine bakın ve izlemeniz gereken doğru yolu bulun.
Basın yayın kuruluşlarından sakladığınız bilgileri ne idüğü belirsiz hesaplardan yayarak prim kasmak peşindeyseniz; işgal ettiğiniz koltukları boşaltıp gazeteciliğe soyunun. Bizimle rekabet ortamına girin. Görelim ne kadar başarılı olacaksınız!
Gelelim; yazımızın ikinci ve ana bölümüne;
Kocaelispor, nisan ayından bu yana transfer sürecini el altından yürütüyor. Resmi olarak transfer tahtası açılmadığından zaten sürecin yavaş işlemesi normaldi. Onlarca oyunculuk havuz oluşturuldu ve bölgelerine göre ince elenip sık dokunuyor. Doğru olan yapılıyor.
Ancak 2 ayı aşkın zaman geçmesine rağmen açıklayabildikleri yalnızca 1,5 transfer var. Bitirilmiş tek transfer kaleci. Bir türlü sonuçlandırılamayan ve sakat oyuncuya yüksek rakam verilmesinden dolayı gösterilen tepkilerin odağındaki diğer transfer.
Bunların dışında sözlü anlaşmaların sağlandığı, temasların sürdürüldüğü farklı pozisyonlarda oyuncular da var. Birçoğunun ismine hakimiz. Telaffuz etmiyoruz, kamuoyuna duyurmuyoruz çünkü imza atılana kadar hiçbir anlaşmanın net olmadığını, her an bozulabileceğini bilecek deneyimdeyiz.
Yoksa biz de biliyoruz; teknik direktör Selçuk İnan’ın kadrosunda çok istediği Berkan Kutlu için Okan Buruk’tan kiralama ricasında bulunmayı planladığını.
Yoksa biz de biliyoruz; Ahmet Kutucu’nun bekleme sürecinin ardından ilk imza attırılmak isim olduğu söylemeyi.
Bekliyorsak nedeni var!
Anlaşma yapıp tesislere gelen oyuncuların gece yarısı başka kulüplere imza attığını da gördük, aynı şekilde gece yarısı başka takıma anlaşmış oyunculara imza attırdığımızı da.
O nedenle Petkovic transferini net kabul etmedik. Prensipte anlaşma, anlaşma değildir. Ki kulüp bu konuda netlik olmadan yaptığı duyuruyla kendi kalesine gol attı. Etkiyi de tahmin etmek zor değil; bunca zamanki suskunluğun camiada yarattığı tedirginlik ve yönetime karşı güvensizlik duyması.
Bunca zaman bekleyip aceleye getirmek de böyle cereyan etti. Bu saatten sonra o oyuncu bu kente getirilmemeli. Hata yapıldı.
Diğer olumsuz bakış açısını da ekleyip transfer sürecinde izlenen politikaya değineceğim; kamp programı açıklandı. Birkaç gün kaldı ve hala ne transfer var, ne gidenlerle ilgili net açıklama. Kampa kimlerle gidecekler?
Bunu düşünen herkese hak veriyorum. Az sonra buna da açıklık getireceğim.
Sokağa çıktığımızda karşılaştığımız herkesin sorduğu soru benzer; “Yönetim hala neden transfer yapmadı, açıklamadı? Siz bilirsiniz!”
Taraftarın bu sorusuna adım adım yanıt vereceğim.
Kocaelispor’un kamptan önce 3-4 oyuncu açıklayacak. İlki zaten geldi. Sonrasında büyük kulüplerin transfer sürecinin yavaşladığı son günlere kadar bekleyecek.
Bütçe ve camia olarak büyük kulüpten kastımı hepiniz anlıyorsunuz. Bu bekleyişin temel sebebi ise ekonomiye dayanır.
Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe gibi büyük camia kulüplerinin ilgilendiği ve elinde olan bazı oyuncular Kocaelispor kulübünün takibinde. Temas halinde oldukları da var.
Bu kulüpler transferlerini neticelendirdiğinde Kocaelispor 2 seçenekle transferi yapacak:
1-Bu kulüplerle görüşüp anlaşamayan ve havuza düşecek oyuncuları daha düşük fiyatla kadrosuna katacak.
2-Kiralama yoluyla bu kulüplerde az süre alacak oyuncuları kadrosuna geçici olarak katacak.
Ancak bu süreçte teknik direktör Selçuk İnan faktörüne de değinmek zorundayız. Kulübün mali sıkıntısıyla çok erken tanışan Selçuk İnan, istediği ve yönetim içinden belirlenen transfer komitesiyle hemfikir olduğu en az 2 stoper ve biri ön libero özellikli 2 orta saha oyuncusuyla kampa gitmek istiyor.
Mutlaka istediği bu oyuncuları yönetim alacaktır. Yani bir hafta içinde kulüp en az 3-4 transfer açıklayacaktır. Zaman daraldı. Kaleci zaten alındı. Oyun planındaki iskeletle kampı geçirip son günlerde katılacak oyuncuları entegre ederek sezona hazırlanmak istiyor. Kulübün durumu düşünüldüğünde oldukça makul.
Buradan bakınca da; Şampiyonlar Ligi müziği paylaşımları ve gerçekçi olmaktan uzak büyük hedefler açıklanan cümleler de aklıma gelmedi değil. Samsun’u örnek alıp aşırı motivasyona gerek yok. Zira Kocaelispor’un parası yok. Her şey kıt kanaat.
Yazmadan edemeyeceğim;
Hayaller Şampiyonlar Ligi,
Gerçekler kampa gidecek bari 5 transfer.
Gayrı siz düşünün. Taraftarın muhakeme gücü çok yüksek. Futbolu birçok yöneticiden iyi bildikleri ve okudukları da kesin.
Ezcümle;
Yönetimin transfer politikasını doğru bulmakla birlikte;
Nisan ayında büyük büyük cümlelerle erken yol alınacağı, en tepeyi hedefleyecekleri gibi söylemlerin ne kadar yersiz olduğu konusunda ders almış olmalarını diliyorum.
Ne yaparsanız yapın; temkinli açıklamalar yapın.
Ne yaparsanız yapın; taraftardan kopmayın.
Ne yaparsanız yapın; empati kurun.
Ne yaparsanız yapın; yalnızca kulübün menfaatleri için kendi işinizi yapın.
Ne yaparsanız yapın; ayranı yok içmeye atla gidiyor gezmeye dedirtmeyin.
Yorumlar