1

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Şöyle bir geriye yaslan bakalım, birlikte düşünelim…Öyle bir dünyadayız ki, insanların değiştiği, birbirini ezdiği, aynı masada yemek yiyip arkasından kuyu kazdığı bir dönemden geçiyoruz. Yahu, biz ne kadar kötü olduk! Yoksa biz mi kötüydük de dünyayı lekeledik? Dünya mı kötüydü de bizi lekeledi? Ayrıştırmalar, suçlamalar, Yaradan’ın hiç hoşuna gitmeyecek kul ayak oyunları… Adam hırsız ama hâlâ bırakmıyor, çalmaya devam ediyor. Adam, fitnenin ve fesadın doğum tarihi gibi, kendini pırıl pırıl anlatırken yanındakini ‘tu kaka’ diye aşağılıyor. Makam, adamların gözünü kör etmiş, yalakalıkta sınır tanımıyorlar. Devletin malını deniz görmüş, domuzluğu kabul etmiş, sürekli yiyor. Yahu, bu hayatta ne kadar yaşayacaksın? En fazla 100 yıl! Ama sen 500 yıllık, 1000 yıllık mal çalıyorsun. Her yerin yedek parça dükkanı gibi, yediğin gidiyor; çaldıkların hangi köşede saklı? Yok yok arkadaş, biz geldik gidiyoruz. Çocuklarına haram lokma bırakanlar, onların da dünyasını karartıyor. Bölündükçe bölünüyoruz. Manevi her şeyimiz köreliyor. Maddiyat insanları esir almış, hırpaladıkça hırpalıyor. Bırakın artık hırsızlığa koşmayı, hırsızları yok edin. Bırakın artık eğilmeyi, dik durun. Siyaseti temizleyin. Bürokrasiyi temizleyin. Bulanık suda balık tutmaktansa, balıksız kalmak daha elzem.