DOLAR 39,2423 EURO 44,7139 STERLİN 53,0834 GRAM ALTIN 4.175,57 BIST 100 9.486,56 BITCOIN $105.836
Facebook TwitterX Instagram YouTube

Arama Haber Code Logo

HABERLER

Kocaelispor'un teknik direktörü kim olacak?

Her kafadan bir ses çıkıyor. Yeni de başlamadı; lig bitmeden şampiyonluk gelince erkenden düğmeye bastı kafa karışıklıkları…

Giriş: 29.05.2025 15:58 | Güncelleme:
Paylaş
Kocaelispor'un teknik direktörü kim olacak?
Her kafadan bir ses çıkıyor.
Yeni de başlamadı; lig bitmeden şampiyonluk gelince erkenden düğmeye bastı kafa karışıklıkları…
‘Kim gitsin, kim kalsın, kim gelsin?’
‘İsmet Taşdemir gitmeli mi yoksa kalmalı mı? Giderse yerine kim gelmeli?’
Bazı çevreler bu soruların yanıtlarını çok erken aramaya başladı, deyim yerindeyse yağmuru beklemeden suyu bulandırdı. Bizler gibileri de yazmak için sezonun tamamlanmasını bekledi. Gitsin mi, kalsın mı muhabbetine ise hiç girmedi, girmedik…
Derken zaten peş peşe gelen açıklamalar kalanlarla ilgili olmasa bile gideceklerle ilgili sinyalleri verdi ki İsmet Taşdemir ile tartışmalı olarak eceline yürüyen ilişki kopuşları başladı.
Sayfa kapandı ve yine kirlilik başladı; ‘O gelecek, bu gelecek, şununla prensipte anlaşıldı, ön görüşme yapıldı, anlaşıldı, teknik direktör oldu…’
Mesleki tecrübelerimde bunların içinde; menajerlerin ve bizzat futbolcuların veya teknik adamların algı yürütme çalışmalarının hayli yüksek olduğunu da söylüyor. Bu filmleri çok gördük. O nedenle temkinli olmakta yarar var.
Andre Breitenreiter ve Marcus Gisdol ile başladı Hikmet Karaman, Selçuk İnan, Emre Belözoğlu, İlhan Palut ile sürdü, hiç beklenmedik bir isim daha eklendi; Michael Beale. Belki henüz bilgimizin olmadığı farklı isimler de bu havuzda olabilir. Kulüp başkanı Recep Durul’un yerli ve yabancı toplam 5-6 isim olduğunu söylemesinden dolayı kendimizi sınırlıyor olabiliriz.
Hikmet Karaman ile tüm konularda uzlaşma sağlanmış. Taraftarın içinde belli bir grup ‘paracı’ olmakla yaftalıyor ancak edindiğim bilgilere göre ‘Boş kağıda imza atarım, siz dilediğiniz rakamı yazın’ demiş. Yani Karaman cepte. Birkaç isimle daha görüşme yapabilmek için hafta sonuna kadar süre istenmiş. Bir duyumumsa; Karaman ile anlaşıldığı, taraftarın ‘geçmişte yaşananlardan dolayı’ olası tepkisinde sünger görevi olmaları için diğer isimlerle görüşmeler yapıldığı. Doğruluğu elbette tartışılır. Bu bilgiye göre de bugün Kocaelispor’un yeni teknik direktörünün ilan edilmesi de planlanıyordu.
Emre Belözoğlu’nun en yakın olduğu takım görünen o ki Antalya, anlaşma ihtimali yüksek görünüyor. Orası olmazsa bizi düşünebilir.
Tek tek hepsinin durumlarını yazabilirim ancak 3-5 saat sonra güncelleme yapmak gerekir. Görüşmeler, telefon trafikleri, iletiler baş döndürücü hızla ilerliyor.
Küçücük bilgi kırıntısı bile kocaman kartopuna dönüşüyorYönetim sus pus…
Netleşmeyen konuda konuşmaları da zaten doğru değil. Doğrusunu yapıyorlar. Fakat sürecin çok uzadığının da altını çizmek isterim. Süre uzadıkça camiada gerginlik tırmanıyor. 19 Nisan’da şampiyon olduk, 11 Mayıs’ta kupayı kaldırdık ve İsmet Hoca ile yolları ayırdık. Ayrılık daha da öncesinden, bizim sinyalleri aldığımız zamandan da öncesinden belliydi.
Güya erken kalkıp yol alacaktık. Haziran kapıda. Tahta için geri sayım başladı. Daha futbolcular belirlenecek; gidecekler var, gelecekler muamma.
Teknik direktör belirlenecek ki futbolcu havuzundan sezon boyu en verim alacağımız isimler üzerinde konsensüs sağlansın. Olası başarısızlık durumunda; takımın başına getirilecek teknik adama ‘Futbolcuları ben seçmedim’ mazereti için açık kapı bırakmayalım. Ki bunun örneklerini de kısa zaman önce gördük.
Taraftar içinde isimler üzerinde fikir ayrılıkları yaşanıyor. Biri geçmişin intikamını almak istercesine tepki gösteriyor, diğeri genç ve yetersiz görüyor, bir diğeri büyük kulüplerle ilişkilendirmiş güven duymuyor, beriki çok disiplinli ama kültürümüzü bilmiyor, başkası istenen paraları çok yüksek buluyor.
Palut’ diyorsun ‘Madem Palut olacaktı İsmet Hoca’yı niye gönderdiler?’ diyor,
Karaman’ diyorsun ‘Para alamadığında bize sıkıntı yaratır’ diyor,
Belözoğlu’ diyorsun ‘Fenerbahçe’ye maç satar’ diyor,
İnan’ diyorsun ‘Galatasaray’a yatar. Tecrübesi de zaten az’ diyor,
‘Gisdol’ diyorsun ‘Tamam çok disiplinlidir ama uyum sorunu olur, çok para ister’ diyor.
Herkes bir şey düşünüyor ve söylüyor.
 
Elbette ki farklı sesler yükselecek ancak günün sonunda imzalar atıldığında belirlenen isim kim olursa olsun Kocaelispor’un Teknik Direktörü olacak. Tepkiler yerini ilk birkaç haftada sessiz izleyişe ve bekleyişe bırakacak. Kah ‘Ben demiştim’ demek için kah ‘Çok iyi çıktı’ demek için, kah yönetimi istifaya çağırmak için.
 
***
 
Ben olaya bir başka açısından bakmak istiyorum;
Düşünün;
Ülkenin en çok vergi veren, sanayi yükünü çeken, kirini pasını insanlarımızın ciğerlerine çektiği, çalışmak yüzünden sosyalleşmeden uzaklaştığı, ilişki kurmakta zorlandığı bu kent neyi hak ediyor?
Verdiği kadar alıyor mu?
Sanatı, edebiyatı, bilimi, sporu… ‘En çok’ veren -canını, zamanını, gücünü, emeğini, ilişkilerini, sevgisini- kente, buna karşılık ‘en çok’ alan oluyor mu? Yanıtı zaten hepimiz biliyoruz.
Ama almalıyız. Hiç değilse sporda, hiç değilse futbolda almasını bilmeliyiz. Bunun için de önce neyi, ne kadar istediğimizin adını koymalıyız. Adını koyamazsak bize ne verildiğinin anlamı olmaz, olmayacak, yetmeyecek.
Bu kentin en büyük markası Kocaelispor için de aynısı geçerli.
Bu zamana kadar kurtarıcı bekledik. Farklı zamanlarda ve kritik anlarda o isimler kürsüye çıktı. Ki bugün; 16 yıl aradan sonra, amatörü koklamış takım olarak geri dönebildik. Dönmenin zorluğunu ve başarmanın mutluluğunu bu camiadan iyi artık kim bilebilir!
Unuttunuz mu o iğrenç zeminli sahaları, derme çatma tel örgüleri, haritada yerini bilmediğiniz semtleri, küçük küçük leş gibi tribünleri… Tabii ki hiçbiriniz unutmadınız.
O gün nasıl ki yerimizin Süper Lig olduğunu, Kocaelispor’un hakkının en üst lig olduğunu tek bir ağızdan bağırabildiyse bu kent, şimdi de aynısını yapmalı. Aynı kararlılıkla, isimlerden bağımsız ‘Ben şöyle bir teknik direktör, ben böyle oyuncu grubu istiyorum’ demeli. Sonrasında bırakın yönetim işini yapsın; isimleri bulsun ve arasından seçimi yapsın.
Mayanın tutup tutmadığını izlemek de kulübün denetleyicisi taraftarın görevlerinden biri olsun.
Endişeli serzenişleri duyar gibiyim. Altını çizmek isterim ki; kolay çıkmadık ki çabuk düşelimTedbiri elden bırakmamak yerinde, ancak bu kadar olumsuz düşünmek için çok erken.
 
***
Peki; Kocaelispor camiasının isteyeceği teknik direktör kim olmalı?
Haydi, birlikte belirleyelim.
O isim;
-Kocaelispor camiasının tarihini bilmese de işe koyulmadan önce mutlaka araştırmış, hassasiyetlerini öğrenmiş olmalı.
-Taraftarın tutkusunu, agresifliğini, severse sonuna kadar sahipleneceğini, üst perdeden bakılmasına tahammül edemediğini, takımı dışarıya karşı ölene kadar koruyacağını ancak teknik direktörün katkısını göremezse de ön sıradan yuhalayacağını idrak etmiş olmalı.
-Kesinlikle sadece kulübe ya da futbolculara değil, kente değer katmalı.
-Parayı az ya da çok da olsa ikinci planda görmeli, önceliği takımın başarısı olmalı.
-Hakkını aramasını bilmeli ancak çok iyi siyaset okuryazarı olmalı.
-Adı bile birçok kapının kendiliğinden açılmasını sağlamalı.
-Şehre verecekleri, kulüpten alacağı paranın üstünde olmalı. Bunu yaparken de özel zaman ve çaba harcamasına gerek olmamalı.
-Genç ve dinamik olmalı. Yeni nesil futbolcularla iletişiminde ve psikolojik yaklaşımlarında zamansal yakınlığı iyi kullanabilmeli.
-Sempatik olmalı. Camiayı gerginliğe sürükleyecek açıklamalardan kaçınan, sözünü tartarak kullanan biri olmalı.
-Yabancı olması normalde sorun olmayacakken bu sezon özelinde yerli olmalı. Zira ligin dinamiklerini, ilişkilerin pamuk ipliğine bağlı olduğunu bilmeli.
-Takıma, kulübe, taraftara, şehre ve kültüre uyum sağlama sürecinin uzaması halinde lig performansına olumsuz yansıması kaçınılmaz olacağından kültürel şok yaşatmamalı.
-Kesinlikle futbolcuların adını duyduğu anda otokontrol geliştirecek, saygı duyulan, mümkünse tartışmasız bir isim olmalı.
-Futbolun tekniklerini de, taktiklerini de bilmeyen teknik direktör olmadığını düşünerek üzerine bilimsel verileri kullanma becerisi olması gerektiğini ekleyelim.
-Ekibini de kendisi gibi yetkin isimlerden oluşturmuş olmalı.
-Sırf görevi alabilmek için yönetimin her şeyine ‘tamam’ diyecek karakterde olmamalı.
-Tüm koşulları en baştan bilerek, kendi şartlarını da masada tutarak ayakları yere basan kontrat imzalamalı.
-Olası negatif gelişmeler yaşandığında tertemiz gitmesini bilmeli.
-Maçları kazanmak için heyecanı olmalı. Saha kenarında futbola tutkusunu ve galibiyet isteğini futbolcusuna da, taraftara geçirebilmeli beden diliyle bile geçirebilmeli.
-Özel yaşantısıyla örnek olan, sansasyon yaratmayacak kişilikte olmalı.
-Mümkünse futbol camiasında güçlü lobisi olmalı.
 
Bu kadar özelliğin tek isimde toplanmasının çok zor olduğunu bilmekle birlikte bence Kocaelispor’un böyle bir teknik direktör manifestosu olmalı.
Sizin teknik direktör adayınızda bunların dışında hangi özellikler olmalı?

Yorumlar

×

Haber Arama