Kocaeliduysun.net okurları için ilk yazım. İlk yazımda ülkemizin artık kronikleşmiş olan trafik sorununa değinmek istedim.
Ülkemizde her yıl on binlerce can trafik yüzünden yitip gidiyor. Yol kenarına bırakılan TIR’lar, uçan arabalar, kuralsızca giden servis araçları, kafalarına göre takılan yolcu otobüsleri ve de dünya umurunda olmayan gençler. Bence trafik kazaları kendilerine kuralsızlığı ilke edinen sürücüler yüzünden her zaman sorunu olmaya devam ediyor.
Artık iş çığırından çıkmaya başladı. Öncelikle şunu belirtmek istiyorum. Kocaeli Valiliği, Kocaeli Emniyet Müdürlüğü, Jandarma ve Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin bu konudaki çalışmalarını, denetimlerini göz ardı etmemek lazım. Trafik polislerimiz, jandarmamız trafiğin güvenliği için çalışıyor ama yetmiyor. Yetmemesinin sebebi polislerimiz değil, sürücülerin duyarsızlığı. Her sürücüye elbette bir polis görevlendirilemez.Saygı, kural insanın kendisinden başlıyor. İnsan önce kendisine saygı gösterecek ki başkasına da saygı göstersin.
Çok geç değil, daha geçen hafta Gölcük’te kaldırımda yürüyen anne ve kızı bir servis aracının altında kaldı. Neredeyse her hafta bir servis aracı kentin muhtelif yerlerinde kazaya karışıyor. Sebebi çok basit. ‘Çok iş olsun’ mantığı ile hareket edersen, yetişmek için ne kural tanırsın, ne de yavaş gidersin. Geçtiğimiz yıl Gebze’de öğrencilerimiz vefat ettiği servis kazası haberini de göz ardı etmeyin lütfen. Servisçi kardeşlerimizin hepsi için konuşmuyorum ancak geneli uçuyor arkadaş. F1 pistindeyiz, Avrupa klasmanında yarışıyoruz sanki.
Geçen hafta başımdan geçen bir olayı anlatayım. Kartepe TÜV Türk istasyonunun önündeki ışıklara 50 metre kala yeşil yanıp sönmeye başladı, yaklaştığımda ise sarı ışık yanmıştı. Frene bastım ve kırmızı ışık için durdum. Durmaz olaydım. Arkamdaki servisçi arkadaş korna, küfür. ‘Ne diyorsun arkadaşım’ diye arkamı döndüm. Kırmızı ışıkta durmamın hesabını soruyor. Yeşil yandı, adam uçuyor. Servis yetiştirecekmiş. Kapasiten kadar iş alacaksın arkadaşım, kapasiten kadar. Para hırsı yüzünden kimsenin canını tehlikeye atamazsın. Şimdi buna trafik polisi ne yapacak. Kimse kusura bakmasın ama görünen köy kılavuz istemiyor.
Yol kenarına bırakılan TIR’lara çarpan sürücüler, hayatlarını kaybedenler. Kocaeli’de neredeyse her cadde, sokak TIR ile dolu. Burası bir sanayi kenti ama buna bir çözüm bulunmaz mı? Liman ışıklarda sağa park ediyor, yemek yemeye gidiyor. Başkasının hakkını gasp ediyor farkında bile değil. D100’de ‘Kazan soda’ TIR’ları uçuyor. Kural yok, sınır yok. Bir sağa, bir sola.
Özel halk otobüsü sürücüleri arkadaşlarım. En çok trafikte olan insanlar sizlersiniz ve yaptığınız işe saygım sonsuz. Ancak siz de başkasının haklarına saygı duymak zorundasınız. Yolcunun her el attığı yerde durulmaz, duraktan yola çıkarken dikkat edilir. Sizler de kusura bakmayın ama kural tanımaz görünen köy sizin içinde kılavuz istemiyor.
Ve son olarak kırmızı sarıya dönerken, kornoya basmaya başlayan, ehliyeti kasaptan alan sürücülere son sözüm. Aradaki fark 1 saniye arkadaşlar. Bu alışkanlık 3-5 sene önce yoktu, yeni başladı. Daha kırmızı yeni sarıya dönmüş arkadan 10 tane korna. Belki önündeki adam şehre yabancı, belki özel birey, belki acemi. Senin kornaya ‘dat dat’ basmaya hakkın yok. Trafikte herkesin kendi kuralı var, kimsenin birbirine saygısı yok. Herkes kendine bir kural belirlemiş ve o kuralın doğru olduğunu sanıyor. Bunun için de ölmeye, öldürmeye razı. Kavga çıksa hemen silahına sarılacak. Sonra bekliyoruz Avrupa Birliği’ne girelim. Avrupa’ya gidip trafiği gördün mü? Hız sınırı 120 ise, 121 ile giden sürücü göremezsin, gidemezsin.
Birde son zamanlarda düğün, asker konvoylarında trafiği kapatıp drift atmak, trafiği kesip oynamak meşhur oldu. Çok merak ediyorum bu adet nasıl geldi. Ambulans geçecek, hasta var kimsenin umurunda değil. Ne kadar da cahil bir toplum haline geldik. Herkesin arabasında silah, sopa. Biz ne zaman bu hale geldik.
Saygılarımla
Muammer Kösemen
Yorumlar