En nihayetinde imzalar atıldı;

Selçuk İnan resmen Kocaelispor’un teknik direktörü oldu. İmza törenindeki heyecanını görmemek mümkün değildi.

Önceki yazımıza atıfta bulunarak genç teknik adamın açıklamalarına değinmek istiyorum; zira bazı cümleleri yanıt niteliğindeydi.

Açıklamalarını samimi buldum. İletişim dilini beğendim. Sezon içinde de etkisini göreceğimize inanıyorum. Aidiyet ve tutku vurgusuyla pozitif ve samimi başlangıç yaptı. Doğal, egosuz bir üslup seçerek liderlik yönünü ve iletişim dilini görmemizi sağladı. Futbol felsefesi ve teknik hedeflerinin modern ve cesur olduğunu ortaya koydu ki önceki görevlerinden bunu zaten biliyoruz. Gençler konusunda; çalıştığı kurumların uzun vadeli başarılarına etki edebileceğini söylemiş oldu. İlk maç bakış açısı anı yaşayan görüntü çizse de odaklanmayla ilgili altını çizdiği bir durum olduğu besbelli. Geçmişten bugüne çalıştığı teknik isimlerle hala istişarelerini sürdürüyor olması ise çok başarılı.

Hedefli, aynı zamanda baskıcı kitlesi olan camiada geldiği konumun zorluğunun farkında. Mücadeleci yapısını ortaya koydu; güçlüklerle baş edebileceğinin altını çizdi. Taraftara ‘Bana güvenin’ mesajı verdi.

Sözleşmenin süresinin önemli olmaması konusunda; özgüvenini, egolu olmadığını ortaya koydu. Mütevazı olduğunu da gösteriyor. Bence lider olabileceğinin sinyalini veriyor. Profesyonellik parayla eş değer tutulsa da –ki buna asla katılmıyorum - parayla ilişkilendirilmeden, güven ilişkisini tesis etmek istiyor.

Kişisel motivasyonunu ve kulüple ilgili vizyonunu ortaya koydu. Taraftarla aynı hedefi paylaştığını vurguladı. İşiyle duygusal bağ kurduğunu satır aralarında söyledi. Gelişim döneminde olduğunu kabullenip başarılı olmak, büyük camiada tecrübesini artırmak istiyor. Bunun için Kocaelispor’u fırsat görüyor. Haklı.

Modern futbol anlayışı ve cesur oyun felsefesini benimsiyor. Atak futbol oynatmak istiyor. Bilinçli buldum. Ancak eklemeden edemeyeceğim 90 dakikanın ortalama 40-42 dakikasının oynandığı ülkemizde bu felsefeyi takıma yerleştirse bile sahada ne kadar uygulayabilecek muamma. Sorgulamadan edemiyorum. Futbolda takımı oynatan bir anlamda rakibin oyunudur. Kolay olmayacak. Fakat taraftarın da, camianın da istediği oyun bu. Başarabilirse sonuç ne olursa olsun oyun mutlu edecektir. Pozitif futbol ve savaşan takım izleniyor. Yoksa ekran başında bile zap yapmaktan kaçılmıyor.

En önemli maçı ilk maç görmesine ise bayıldım. Motivasyon gücü yüksek demektir. ‘Maç maç’, ‘adım adım’ veya Türkçe’ye üstünlüğü varmış gibi ‘step by step’ dışında tabirle anlatmasını sevdim. Basmakalıbın dışında. Baskıyı yönetmeyi de biliyor demek. Bu konudaki tecrübesine sorgusuz güvenebilirim. Oyuncuları da mental olarak koruyacağının sinyalidir. Ki mental hazırlık maça başlamanın, başlamak da sonucu almanın yarısıdır. Her maçın final ciddiyetinde ve inancında oynandığını düşünsenize; yolun sonuna büyük fark yaratmış olarak varmak kaçınılmaz olur. Ne kadarı gerçekleşir süreçte öğreneceğiz.

Genç oyuncularla ilgili yaklaşımını geçmişi destekliyor. Kulübün geleceğine yatırım olan gençlerin şans bulma ihtimali alt yapıda mücadeleyi ve motivasyonu artıracak. Kulübe yeni sporcu akışını da hızlandıracak. Talebin fazla olduğu yerde seçme şansı da fazla olacak. 

Farkında;

İlk cümlesinin başında kullandığı “Süper Lig çıktığımız için…” ifadeleri aidiyet hissine girmeye başladığı izlenimi verdi. Konuşmasının devamında genel anlatılar seçmiş olsa da yola çıkarken kabullenme ve aidiyet gerekliliğini bildiğini gösterdi. Bu camiada taraftarla bütünleşebilmek için sadece maç kazanmanın da yetmediğini geçmiş örneklerden biliyor ya da öğrenmiş olmalı. Efsane değil, gerçektir.

Realist;

Konuşmasında ve soru-yanıt bölümünde verdiği karşılıkların gerçekçi olması hoşuma gitti. İdolünün sorulmasından hayallerine uzanan soruya verdiği ‘değişkenlik’ ve ‘uç nokta içimde’ yanıtı derinliğinin de dışa vurumu.

Rizikosu elbette var. Adının geçtiği ilk günden beri herkesin ifade ettiği ilk kelimeyle başlayabilirim. Deneyim. Selçuk İnan genç bir teknik adam. Bu kadar baskılı ve hedefli bir kulüpte kriz yönetimi anlarında ne yapacağını kestirmek şimdiden güç. Bu kriz sadece sahada olmayacaktır. Futbolcu sakatlığı ya da motivasyonuyla da sınırlı kalmayacaktır. Bu işin ekonomik boyutu gelecek masasına, belki yönetimle fikir ayrılıkları… Kriz anlarındaki tepki ve açıklamalarından kendisini süzeceğiz. Onun için kolay olmayacak. Her an yalnız bırakıldığını, istenmediğini hissedebilir, düşünebilir. Mücadeleci ruhunun yanı sıra kırılgan yapısı ortaya çıkarsa işi de, işimiz de zor olur.

Toplantıdaki sözleri umut verici. Beklentileri yükseltici. Kendisine inanmışlığı ve başarma arzusu taraftarın da sezona ve kulübe olan beklentisine basamak atlatacak. Fakat işler umduğu gibi gitmez ya da başarıda gecikme olursa başa çıkmakta zorlandığı durumların, tepkilerin ortasında kalacağını da bilmeli.

Üstü kapalı geçtiği transfer konusunda da muğlak ifadeler seçti. Belki yeterli süreleri olmamıştır. Ancak oyun planına dönük oyuncular alınamazsa kendisine de, kulübe de, camiaya da büyük hayal kırıklığı yaşatabilir. Kağıt üstünde kalacak hiçbir plan, plan değildir ve sonuç getirmez.

Netice itibariyle; Selçuk İnan’ı ve konuşmalarını zorlu bir yolculuğun başındaki umut veren açıklamalar olarak değerlendiriyorum. Duygusal zekası yüksek, liderlik potansiyeli taşıyan, vizyoner biri olarak zihnimde kodladım. Kariyerinde çok özel bir sayfa açtığını kendisine hatırlatmak isterim. Sahadaki iş, planlamadan ve hayal etmekten daha zor. Sözleri sahada karşılık bulursa daha anlamlı olacak.

Uyarımdır; Kocaelispor büyük, köklü, tadını iyi bildiği başarıya acıkmış, başarısızlığa tahammülü düşük bir camia. Ya zirveye çıkarır, ya da acımasızca çiğner.

Camia, kulüp ve Selçuk İnan aynı hedefe odaklanmış durumda. Hedefleri, beklentileri aynı. Çeşitli endişeler kendini göstermekle birlikte uyumun yakalanması an meselesi. Başarının gelmesiyle kendisiyle ilgili olumsuz düşünenleri de kazanacak, tam kenetlenme yaşanacaktır.

En büyük handikabını ise yönetimle arasında doğabilecek olası anlaşmazlıklar olarak görüyorum. Fazla ön planda olması yönetimde rahatsızlık yaratabilir. Buna karşın takımı kurarken önü açılır ve çalışma sistemine müdahale edilmezse başarılı olacağına inanıyorum.